Çocuk daha anne karnında emir cümleleri duymaya başlar.
Yapma, oturma, kalkma, kapat, yat, uyu.
Okula başlar okul avlusunda yanaşık düzen eğitimi.
İleri bak, uzat kolları, hizaya gel, rahat, hazırol, rahat hazırol, dikkkaaaat.
Derse girer sigara yasaktır öğretmeni bahçede sigara içer.
Cep telefonu yasaktır öğretmeni derste cep telefonu ile konuşur.
Beden dersi her nedense bu ülkede yanaşık düzen eğitimi diye algılanır.
Mezun olur askere gider. Yanaşık düzen eğitimine devam.
Dirsek temas hizaya gellll. İleri bak, rahat, hazırol, rahat hazırol, tüfeeeeeek omza, selam dur. Dikkkaaaat.
Şafak sıfırlanıp teskere aldığında evlenir ve bir işe girer. İş yerinde kendisinden birden düşünmesi istenir. Bocalama başlar. Burada da birilerinin ileri bak, uzat kolları, hizaya gel, rahat, hazırol, rahat hazırol, dikkkaaaat demelerini bekler.
İşte orada sadece askerlik yapmadıkları için formatları erkeklere göre yarım kalan kadınlar ön plana çıkar. Erkekler şöyle düşünür “Allah Allah niye düşün dediler ki birileri benim yerime düşünüyordu.”
Sistem formatını yanaşık düzen kültürüne göre atarsa gençler düşünemez ve üretemez.
Gençler düşünüp üretemez ise üzerin, evin, cadde ve sokakların, mağazaların, okulların, kışlaların, bütün şehirlerin ve bütün bir ülken yabancı marka ürünlerle dolar. Çocuklar okuma yazma öğrendiği birinci sınıfta Coca Cola diye okuduğu kelimeleri bir sene sonra sadece ikinci sınıfta Koka Kola diye okumaya başlar.
İnanmıyorsanız üzerinize, evinize, sokağınıza, caddenize, mağazalara, okullara, kışlalara bir bakınız.
Bu yazıdan yerli malı kullanalım diye bir sonuç çıkartılmasa iyi olur. Çıkartılsada zararı yok. Tüketecek pek yerli malıda bulamayız. Bulursak tüketiriz. Tüketirken de bir bakın, sizin üretim yaptığınız neler kalmış. Yoğun olarak boya, kauçuk işleme ve kaplama dışında size bırakılmış bir sektör bulabilecek misiniz?
Kuru fasulyemiz Arjantin’den gelir, sigaramız Amerika’dan.