Tarihin yetimleri; mülteciler gündemde. O göstermelik teşkilat BM’de Suriye dün bir kere daha konuşuldu. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kere daha insanlığın vicdanını arayarak Suriyeli mazlum, mülteci ve mağdurların çaresizliğini paylaşacak yolları bulmaya çalıştı.Fakat bu iyi niyetli çabalar nafiledir. Orada bu defa da bir şey yapılamayacak, 5’li kuvvetin güdümündeki BM bir kere daha havanda su dövecektir.Sevr’in ön çalışması, Sykes-Picot/Saykıs-Piko gizli andlaşmasının künhüne vakıf olmadan, onun niyet ve hedefleri kelime kelime çözülmeden Yemen, Arabistan, Körfezler, Filistin, Suriye, Kürt meselesi ve Irak anlaşılamaz.Kirli niyetlerin eseri mevzubahis andlaşmayı biz, burada ancak satır başlarıyla ele alabileceğiz. Bundan böyle resmî ve gayrı resmî imkânlarımızla meseleyi hep beraber işlemeliyiz:Mark Sykes, yazar, asker, diplomat ve seyyahtır. İngiliz’dir. George Picot ise diplomat ve avukattır. Fransız’dır. Bunlar görünen taraflarıdır. Casus oldukları açıktır. Devrin Andrew Bronson’larıdır.Zaman, sonradan “I. Cihan Harbi” denecek olan Büyük Dünya Harbi yıllarıdır. Büyük Britanya mağrur, Fransa Küstah, Rusya buz gibi donuktur. Kendini “Büyük Britanya” denen bir maske arkasında gizleyen İngiltere, aşiretlere türlü vaadlerde bulunarak bu saflar üzerinden Osmanlı topraklarını dilediği gibi yutma faaliyetindedir. Fransa devreye girerek İngilizlere bu yutma işini tek başına yapamayacağını ihtar eder. İhtilafın bir çözüme kavuşturulması işi Sykes ve Picot’a verilir. Bunlar, Kasım 1915 ile Ocak 1916 arasında çalışarak bir andlaşma taslağı hazırlarlar. Fransa ve Britanya, şubat ayında metin üzerinde mutabık kalırlar. Tabii bir de Rusya gerçeği vardır. Andlaşma metnini kaleme alan iki diplomat Mart 1916’da Moskova’ya giderek bir suret de hariciye nazırı Sergey Sazanov’a verirler.Ancak bir ay sonra beklenmedik bir hadise yaşanacaktır. Kibirli İngiliz, semirmekten kan damlayan suratına kamçıdan beter yumruk, beline balyozdan ağır tekme yedi. Bunları vuran değişik rütbelerdeki askerlerimiz Süleyman Askerî, Halil Kut ve Nuri Killigil komutalarında cihad eden 6. Ordumuzdur. Büyük Britanya, 29 Nisan 1916’da Kut’ül Amare’de Mehmetçik önünde 30 bine yakın ölü ve 10 binden fazla esir vererek tarihinin en büyük hezimetini yaşar.İngilizler, bu ezilmişlik içinde imza için masaya oturdular. Andlaşmayı Büyük Britanya adına hariciye vekili Edmond Grey ve Fransa adına Paul Comban 16 Mayıs 1916’da Londra’da imzaladılar. Rusya, Karadeniz ve Kuzeydoğu Anadolu’daki istekleri sebebiyle metni ekim ayına kadar oyalayıp istediklerine kavuştuktan sonra hariciye vekili imza attı.Sykes-Picot Andlaşması adını alacak olan andlaşmanın maddeleri şöyleydi:
1-Bu andlaşma neticesinde Trabzon, Erzurum, Bitlis ile cenubi/güney Anadolu’nun bir kısmı Rusya’nın olacaktır.
2-Fransa Adana, Ayıntab, Urfa, Mardin, Diyarbekir, Musul ile Suriye kıyıları ve şarkî Akdeniz’i alacaktır.
3-Britanya Hayfa ve Akka limanlarıyla Basra, Bağdat ve Cenubi Mezopotamya’ya sahip olacaktır.
4-Fransa ve Britanya’nın kazandığı topraklarda ya Arap devletleri konfederasyonu veya bu iki devletin vesayeti altında tek Arap devleti kurulacaktır.
5-İskenderun serbest liman olacaktır.
6-Filistin’de mukaddes mekânlar bulunduğu için burada beynelmilel/uluslararası bir idare kurulacaktır.
Çarlık hariciye nazırı Sergey Sazanov’un imzasından bir ay sonra 25 Ekim 1917’de Rusya’da Kızıl İhtilal oldu. Bolşevikler, Çarlık imparatorluğunu yıkarak yerine geçtiler. İhtilalcilerden Lev Troçki 24 Kasım 1917’de İzvestiya gazetesinde Sykes-Picot Andlaşmasını yayınladı.Dünya, böylece bu gizli andlaşmadan haberdar oldu. Komünist rejim, andlaşmadan çekildiğini ilan etti ise de bugün yaşananlar onu gösteriyor ki o gün imza sahibi olan hiçbir millet, bir asır evvelki emellerinden bugün de vazgeçmemiştir.
Rahim Er