Theodore Herzl’e Filistin Cevabı
Yahudilerin önderi Theodore Herzl, Filistin’in kendilerine satılması halinde Osmanlı’nın borçlarının kapatılacağını söylemiştir. II. Abdülhamid kendisine: “Bir karış dahi olsa vatan toprağını satmam, zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim de bu toprakları ancak aldığı fiyata verir. Çünkü bu topraklar kanla alınmıştır, kanla verilir!” demiştir.
Emanuel Karasu’ya Filistin Cevabı
Selanik Yahudilerinden olan milletvekili Emanuel Karasu, Sultan II. Abdülhamid’in huzuruna çıkarak, Filistin’de Yahudiler için toprak satın almak istemiştir. Ama daha sözünü bitiremeden “Defol, ey sefil” cevabını almıştır.
İttihatçılar ile İlgili Sözü
Teşkilat-ı Mahsusa’nın kurucularından Albay Hüsamettin Ertürk’ün “İki Devrin Perde Arkası” (1964) adlı hatıralarında II. Abdülhamid’in 1909 yılında Selanik sürgünündeyken Debreli Zünnün adlı bir dostuna şöyle dediğini aktarmaktadır: “Göreceksiniz yüzbaşım! İttihatçılar Turancılık gayretiyle hem Rusya, hem de İngiltere ile bir savaşa girerlerse Allah göstermesin Osmanlı’nın parçalandığına şahit olacağız. İnşaallah böyle bir güç gösterisine girmezler.”
Ne yazık ki Sultan II. Abdülhamid endişesinde haklı çıkmış ve imparatorluk birkaç yıl içerisinde dağılmıştır.
Dünya Savaşı ile İlgili Söz
“Kırk yıl şu devletlerin birbirine düşmesini bekledim. Onlar birbirlerine düştü, şimdi ben tahtta değilim.”
Gafil Değilim
“Beni evhamlı sanıyorlardı hayır! Ben sadece gafil değildim, o kadar.”
Savaş Hakkında Söyledikleri
Her zaman barışçıl bir politika izlemiş olan II. Abdülhamid, savaş hakkında şu sözleri söyler: “Savaş yalnız sınırlarda olmaz. Savaş bir milletin topyekûn ateşe girmesidir. Eğer bu bütünlük sağlanmamışsa zafer tesadüfi, yenilgi kaderdir.”
Abdestsiz Devlet İşi Olur mu?
Mabeyn Başkatibi Esad Bey’in aktardığına göre, önemli bir evrakın imzası için geceleyin Sultan II. Abdülhamid’in kapısını çaldığında, II. Abdülhamid ona ”Kusura bakmayın beklettim, geleceğinizi biliyordum kapıyı çaldığınızda ben çoktan uyanmıştım. Kapıyı açamadım çünkü abdest alıyordum, ben bugüne kadar devletin hiçbir evrakına abdestsiz imza atmadım.” demiştir.
Tahttan İndirilirken Söyledikleri
“33 sene millet ve devletim için, memleketimin selameti için çalıştım. Elimden geldiği kadar hizmet ettim. Hâkimim Allah ve beni muhakeme edecek de Resulullah’tır. Bu memleketi nasıl buldumsa, öylece teslim ediyorum; hiç kimseye bir karış toprak vermedim. Hizmetimi Cenab-ı Hakkın takdirine bırakıyorum. Ne çare ki, düşmanlarım bütün hizmetlerime kara bir çarşaf çekmek istediler ve muvaffak oldular.”
İstanbul’u Terk Etmeyin!
Çanakkale Savaşı sırasında her ihtimale karşı saltanatı Eskişehir’e taşımaya hazırlanan ve II. Abdülhamid’i de yanında götürmek isteyen Sultan V. Mehmed Reşad’a, : “Ceddim Fatih Hazretleri İstanbul’u alırken, son Bizans İmparatoru şehirden kaçmayı düşünmemiş, ordusu başında ölmüştür. Biz, Bizans imparatorları kadar da mı olamıyoruz ki, şehri bırakmayı düşünüyoruz? Osmanlı Hanedanı İstanbul’u terk ederse bir daha oraya dönemez. Muhterem biraderime söyleyin; İstanbul’dan bir adım bile dışarı atmam” demiştir.
Hakkımı Helal Etmiyorum!
Sultan II. Abdülhamid bir duasında : “Allah’ım helal etmiyorum! Şahsımı değil, milletimi bu hale getirenlere, hakkımı helal etmiyorum! Beni, benim için lif lif yolsalar, cımbız cımbız zerrelerimi koparsalar, sarayımı yaksalar, hanümanımı, hanedanımı söndürseler, çoluğumu gözümün önünde parçalasalar helal ederdim de Sevgili’nin (Muhammed) yolunda yürüdüğüm için beni bu hale getiren ve milletimi ateşe atan insanlara hakkımı helal etmem…” demiştir.