İnleyen sözler, gönülden kıssadır.
Maşukun özler, beyândan hassadır.
Ayrılık yakar, kemikleri sûzân.
Mum olup titrer, ilikleri lerzân.
Harf harf kesmekle, duyarsan derdini,
Belki anlarsın, esrârın dersini.
Ağlayan bülbül, kafesten seslenir.
Sînede gönül, nefesten seslenir.
Anlamaz kulak; gören dil olmadan.
Duymaz bülbülü; gonca gül olmadan.
Söz bir nefestir, delik neyden çıkar.
Söz mürekkeptir, kesik neyden çıkar.
Sanmayın neydir, üfler ses, sözlere.
Sanmayın neydir, döker renk sözlere.
Boş hava bilme; aşktır cevlân eden.
Mürekkep görme; aşktır seyrân eden.
Aşksız bir tek söz; dudaktan çıkmasın!
Aşksız bir tek söz; kulaklar duymasın!
Ah olan aşktır; bedenden fırlayan!
Kan olan aşktır; kalemden damlayan!
Derbeder sözdür, kulaklarda gezen;
Arayan sırdaş; duvarlardan bezen!
Hani söz? Göster! havada görünmez!
Tutmaz yurt zihni, kafada bulunmaz!
Söz değil, harftir, kitapta gördüğün!
Söz değil, sestir, dudakta ördüğün!
Söz mekânsız yer, mülk-i yâr-ı ezel!
Söz zamansız ses, ebeddendir gazel!
Sarmış her yanı, yok âlemde izi.
Görünmez harfte; yok hâriçte izi.
Esrarı bulmak; sözle mi, sözde mi?
Hikmeti görmek, gözle mi, gözde mi?
Kağıtta nakış; harf, sözden bîhaber!
Kulakta akış; ses, sözden bîhaber!
Lâmekândır söz; nihânı müjdeler.
Cihetsiz ayna; beyânı resmeder.