Hain Kalkışma
Kim ne derse bu vaka, Türk milletinin birliğine, vatanına, bayrağına, inanç değerlerine yönelik topyekün bir işgal saldırısıdır. Olayı darbe girişiminden ibaret görmek cehaletinde ötesindedir.
Kurgu, tiyatro veya kontrollü diyen çevreler işin perde arkasında bu işe bir yerden bulaşmış veya iltisaklı yapılardır.
İşgalin Emareleri
Dünyanın hiçbir yerinde darbe amacıyla milli meclis hava saldırısına uğramamıştır. Eğer bir ülkenin meclisi bombalanıyorsa o ülke işgal ediliyor veya edilmek isteniyordur.
Bir ülkede devletin bayrağını taşıyan vatandaşa tanklardan ateş açılıyorsa o ülke işgal ediliyor demektir.
Bunu yapan kişiler işgal kuvvetidir.
Bir ülkenin başkanlık uçağı savaş uçakları tarafından vurulmak isteniyorsa o ülke işgal ediliyor demektir.
Bir ülkenin Özel Harekat Dairesi hava saldırısına uğramış ise o ülke işgal ediliyor demektir.
Bir ülkenin kuvvet komutanlıkları ve Genelkurmay Karargahı işgal edilmişse o ülke işgal altında demektir.
Bir ülkenin Genelkurmay Başkanı ve konuta kademesi tutsak edilip bilinmeyen bir yere götürülüyorsa o ilke işgal ediliyor demektir.
Harp Durumu
işgal şartlarının oluşması demek, ülkemizin varlık mücadelesine vermesi ve milletimizin “Milli Seferberlik”içerisinde harp durumuna geçmesidir. Her Türk vatandaşı üzerine düşen görevi yapmakla mükelleftir. Vatandaş milli ve manevi değerlere karşı duyarlıdır. Halk askerine, polisine, karakoluna, kışlasına sahip çıkar.
Bunuda o gece göstermiştir. Karargahları işgal eden hainler vatandaşlar tarafından dövülerek çıkartıldı ve ihanet akamete uğratıldı. Bir dahakine o hainlere bu kadar merhamet görmeyecek. Milletimizin genel kanaati bir daha olursa hiçbir hainin sağ bırakılmaması.
El Koyma Hakkı
Kamu hizmetinde kullanılan her araç, ekipman kamunun yani halkındır. Milet kendi malının kendisine karşı kullanılması karşısında gereğini yaparak el koyma işlemini gerçekleştirdi. Olaylar sırasında yakalanan kişilerdeki silahlar araçlar ve mühimmatlara halk tarafından el konuldu. Millet kendisine ait olanı geri aldı. Tüfekler hainlerinden ellerinden alındı. Tanklar ve araçlar işgalcilerden alınarak gerekli mercilere teslim edildi.
Direniş ve Diriliş
15 Temmuz direnişi vatan müdafası ve Cihad hareketidir. Direniş mücadelesi tıpkı Çanakkale gibi, Kurtuluş Savaşı gibi bir savunma harbidir. Zira küresel güçler bizim içimizde büyüttükleri ile bu coğrafyayı kontrol almak istediler. Tarih boyunca bu coğrafyaya egemen olmak istediler. Zaman zaman doğrudan işgal ederek, zaman terör ile zaman zaman iç karışıklıklar ile zaman zaman ekonomik veya sosyal buhranlarla. Bazen de içimize yerleştirdikleri ajanların devletin sistemine sirayet etmesi ile bizi içerden kontrol etmek istediler. Bunu da başaramayınca içerdeki maşaları darbe görünümlü bir silahlı işgal kalkışma hareketine girişti.
Meyhanede içki içen vatandaşın olayları haber alır almaz Tekbir getirerek direniş hareketine katılması manidar bir olaydır. Bir başka tuhaf olay ise Ateist olduğu söylenen kişilerin bile Tekbirle direnişe geçmeleri dikkat çekicidir.
Tek bacağı olmayanların dahi direnişe katılmaları ve tankların önüne geçmeleri unutulacak yada göz ardı edilecek bir hadise değil.
Savaş Suçu İşlendi
Hain kalkışma sırasında tespitlere göre birçok savaş suçu işlenmiştir. Bunlardan bir kaçını irdeleyim.
- Köprüdeki hadiseler
Boğaz köprüsünde yaşananlar tıpkı diğer olaylar kan donduran cinsten hadiselerdir. Orada tesadüfen veya olayları duyup gelen silahsız vatandaşa hedef gözeterek ateş açılmış orada sabaha kadar çatışmalar devam etmiştir. Özellikle piyade tüfeği, makineli tüfek, uçaksavar, tank topu kullanılmak suretiyle milletimize adeta kıyım yapılmıştır. Burada ağır silah kullanımı ve silahsız insanlara açılması şeklinde iki farklı savaş suçu işlenmiştir.
-Ankara’da meydanlara hava saldırısı
Başkentte silahsız olan ve meydanlarda toplanmış olan direnişe dahi geçmemiş insanların üzerine hedef gözeterek saldırı helikopterlerinden ateş açıldı. Bu olaylarda yirmi ve otuz milimetrelik top mermileri dakikada 250 şer kere atılarak kullanıldı. Kaba benzetmek gerekirse bu mermiler deodorant kutusu büyüklüğünde mühimmatlar. Bu özellikteki mühimmatlar teröristlere dahi doğrudan kullanılmadı.
Hem silahsız insanlara hedef gözeterek ateş açılması hem de ağır silahla hedef gözeterek insanlara ateş açılması nedeniyle Cenevre savaş hukuku sözleşmesine göre savaş suçudur
-Ambulanslara saldırılar
Ankara’da ve ülkemizin farklı bölgelerinde hadiseler sırasında ambulanslara ateş açıldığı tespit edildi. Yine bu olay da savaş suçudur. Zira nizami ve gayri nizami savaş hallerinde dahi ambulans ve hastane gibi sağlık birimleri hedef alınamaz.
Yargılama….
Yargılama süreçlerinde görüldü bu hainliklere karışanlar genel olarak, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüsten ve birkaç tanesi kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmaktan ceza aldı.
Ancak devletin silahını, uçağını tankını, helikopterini gasp ederek bu suçu işledikleri bilinmesine rağmen gasp suçundan yargılanmadılar.
Tüm insan hakları ihlalleri ve Cenevre savaş hukuku sözleşmesine aykırı olan bahsi geçen savaş suçlarından yargılama yapılmaması düşündürücüdür.