Musul bizimdir
Söze ortadan başlayalım.
DAEŞ’de aynı El Kaide gibi hiç bitmeyecek. En fazla lideri öldürülecek ve pasifize edilecek.
Zamanı geldiğinde tekrar sahaya sürülecek ve kullanılacak. İçindeki paralı askerler Afrika, Asya ve Ortadoğu coğrafyasında gelen emre göre iktidarlar yıkıp, bazı liderlere suikast düzenleyecek.
Bugün, DAEŞ sayesinde EGEMEN devletler bahaneye ihtiyaç duymadan ordularını Ortadoğu’nun göbeğine yığdıysa DAEŞ görevini gayet iyi yaptı demektir.
Haliyle, DAEŞ’i bahane edip Suriye ve Akdeniz açıklarını silah deposu haline getirenlere karşın bizimde BİZİM olan topraklara girme vakti gelmiştir.
Ne Rusya’nın ERGEN tepkilerine ne İngiltere’nin GENETİK tavırlarına ne de İÇERİDEKİ AJANLARA bakacak halimiz yok!
Bugün İran, Musul’da olmamıza “bölge haritasını çizmiş Londra” adına karşı çıkmaktadır. Lakin tarih Musul ve Kerkük’ün bizim olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir. Tarihte EL-CEZİRE bölgesi olarak bilinen Musul, Irak topraklarından ayrı bir bölge olarak ele alınırdı. Gelgelelim içimizdeki İNGİLİZ uşaklarının katkısıyla Musul, Irak toprakları içinde kabul edildi ve İngilize peşkeş çekildi.
“Bizim MUSUL’da ne işimiz var?” diye soranlara kısa bilgi geçelim.
Musul, 1514’de Yavuz Sultan Selim Han’nın Çaldıran Seferiyle Osmanlı kontrolüne geçmiş bir yerdir. Daha önce ilk olarak 1055-1056 yıllarında Selçuklu Devleti’ne bağlı kalmıştır ve I. Dünya Savaşı sonuna kadar farklı Türk devlet ve beylikleri tarafından yönetilmiştir. Osmanlı Devleti öncesinde bölgede hepsi de Türk devlet ve beylikleri sayılan Zengiler, Timurlular, Akkoyunlular ve Safeviler hakimiyet kurduğu yerdir.
Velhasıl efendiler Musul bizimdir.
Musul’u ele geçirmek için Kut’ul Amer’de durdurulan İngilizdi. Kut’ul Amer’de bir olan Türk-Kürt-Arap’tı.
Şimdi yeni Kut’ul Amer olmasın diye bizde HENDEKÇİLERLE Kürt-Türk bölünmeye, DAEŞ ile Arap-Türk işbirliği kırılmaya çalışılıyor.
Rusya’nın yaptığına bakarsak, Rusya açısından çokta mantıksız değil. Bölgedeki Türkmen yapısını kırarsa oluşması ihtimal dahilinde olan BÜYÜK MÜSLÜMAN ittifakını kırmış olacak. Bu yapıyı kırması Esed’in devamını ve SICAK DENİZ hayalini gerçekleştirmesi demek.
Putin ERGEN tepkiler verse de bölge tarihini iyi bilir. Müslümanların bir araya gelmesi halinde naylon NATO’dan daha etkili olacağını gayet iyi biliyor.
Putin’nin bildiğini ABD, Londra, Paris ve Berlin’de biliyor. Bu yüzden her attıkları adımı dikkatli atıyorlar. Bazı adımların yavaş atılmasının ana nedeni CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’nın bölgedeki birleştirici gücüdür.
İşte tamda bu sırada sizlere bir konuşma hatırlatmak istedim.
Biz Musul ve Kerkük’e gireriz ve orada kalırız, ne diyorsunuz
-“Kalmanızda bizim için sakınca yok”
Bu konuşmada soruyu soran Rahmetli Turgut Özal cevabı veren ise George W.Bush. Bu konuşma Körfez savaşı sırasında GİZLİ bir toplantı sırasında geçmiştir. Rahmetli Özal’ın Musul-Kerkük tarihini iyi bilmesi BURALAR BİZİM demesi dönemin Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay’ın istifasına kadar gitmişti. Yani bizlerin BİZİM olanı maksat edinmemiz bile onlar için BÜYÜK MESELEYDİ.
Şimdi bir adım geri atalım ve fotoğrafa tekrar bakalım. ABD merkezinde toplanan BATI, İran ve Rusya merkezli yapıyla Suriye’de karşı karşıya gelmiştir. Her ne kadar karşı karşıya gelselerde iki kanadında bölgede istemedikleri güç TÜRK-KÜRT-ARAP birliğidir. Bu Osmanlı demek ve bölgeden asla atamayacakları bir kuvvet olur. Bu sebeple DAEŞ gibi UCUBE bir yapı bölgenin merkezine ikame ettirildi ve Doğu bölgelerimizde HENDEKÇİLER peydahlandı. Rusya, İran, Esed, PYD-PKK, DAEŞ safları netleşti lakin karşı gruptan sessizce bu yol gösteren kim o hala açığa çıkmadı.
Peki ne bekleniyor? Birincisi Türkiye pozisyonunu tek başına almayacak ve almamalı. Bu kadar karmaşık cephelerin olduğu bir savaşta yalnız hareket etmek sonun başlangıcı olur. Ben bu satırları yazarken ÖSO Suudi Arabistan’da toplantı halinde, ABD 98 km’lik güvenli bölgeye EVET dedi. Bu haberler hareketli bir dönemin geldiğini işaret ediyor. Buna ek olarak petrolün varil fiyatı 40 $’ı buldu. Rusya ekonomisi daha da sıkışacak. Putin oksijen çadırına mahkum haline geliyor.
Bütün bunlar olurken doğru yere odaklanmak lazım. Rusya, ABD, İngiltere, Almanya, Fransa hepsi kendi çıkarları için buradayken bizde BİZİM olan sahip çıkmalıyız. Geri adım atmak bölgeyi sonsuza kadar kaybetmektir.
Hürmetler.