Mesut Barzani, günümüz Orta Doğu sahnesinin en tecrübeli aktörleri arasında gösteriliyor.
Mesut Barzani, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin alternatifsiz liderlerinden ve bölgeyle Türkiye’nin ikili ilişkilerinin en önemli mimarlarından.
Irak ve İran’a karşı silahlı ayaklanma yürüten Kürt milliyetçisi Molla Mustafa Barzani’nin oğlu olarak siyasetin ortasında yetişen Mesut Barzani, günümüz Orta Doğu sahnesinin en tecrübeli aktörleri arasında gösteriliyor.
Kürdistan Demokratik Partisi’nin (KDP) yönetimini 1979’da babasından devralmasıyla beraber uluslararası alandaki konumunu adım adım perçinleyen Barzani, ABD’nin 2003 ilkbaharında Irak’ı işgal ederek Saddam Hüseyin yönetimini devirmesiyle öne çıkan figürler arasında gücünü pekiştiren nadir isimlerden.
2005 yılından itibaren Irak Kürdistan Özerk Bölgesi Başkanı olarak görev yapan Barzani, Mart 2011’de Suriye’de Devlet Başkanı Beşar Esad ve Baas rejimine karşı başlayan isyanın ardından, bu ülkenin kuzey ve kuzeydoğusunda yoğunlaşan Kürtlerin ortak bir tavır sergilemesine yönelik girişimleri de oldukça önem taşıyor.
Türkiye’ye karşı savaşan Kürt örgütü PKK militanlarının Kuzey Irak’taki Kandil Dağı civarında üslenmesi nedeniyle, Türkiye’deki Kürt hareketi ile de bağlantı içerisinde.
Irak Kürdistan Özerk Bölgesi yönetiminin Irak merkezi hükümeti ile inişli çıkışlı ilişkilerine rağmen bölgenin, Irak’ın geri kalanından farklı olarak, güvenli ve istikrarlı bir görüntü çizmesini sağlaması, Barzani’nin muhalifleri karşısında elini güçlendiren temel unsur olarak gösteriliyor.
Barzani aşireti ve Kürt ayaklanmaları
Mesut Barzani,16 Ağustos 1946 tarihinde İran’ın Mahabad şehrinde dünyaya geldi.
1946 yılında İran’da kurulan Kürdistan Demokratik Partisi (Partiya Demokrata Kurdistan) Lideri Gazi Muhammed, Sovyetler Birliği’nin desteğiyle aynı senenin Ocak ayında Kürtlerin yoğunlaştığı Mahabad ve etrafındaki şehirlerin bağımsızlığını ilan etmişti. Barzani’nin babası Molla Mustafa Barzani de Mahabad Cumhuriyeti’nin savunma bakanlığı görevine getirilmişti.
Gazi Muhammed’in Orta Doğu’da bağımsız bir Kürt devleti kurma girişimi fazla uzun ömürlü olmadı. İran ordusu Aralık 1946’da bölgeye giriş yaptı. Molla Barzani, İran güçlerine karşı bir süre direndiyse de sonunda Sovyetler Birliği’ne sığındı; daha yaşını bile doldurmayan oğlu Mesut Barzani ise Irak’a gönderildi.
Arap milliyetçisi General Abdulkadir Kasım’ın 1958 yılında bir darbe yaparak Kral 2. Faysal’ı devirmesiyle Irak’ta başlayan yeni dönem, Molla Barzani ve oğlu Mesut için de bir dönüm noktası teşkil etti. Molla Barzani, yeni kurulan Baas rejiminden aldığı davet üzerine yeniden Irak’a dönüş yaptı. Irak yönetiminin, Kürtlere talep edilen haklarını vermeye yanaşmaması üzerine de 1961’de Irak’ın Baas rejimine karşı ciddi bir ayaklanma başlattı.
Mesut Barzani, babası ve kardeşi İdris ile birlikte, 1970’lerin ilk yıllarında Kürtlerin meselelerini siyasi mücadele yoluyla çözmek için yoğun bir mücadeleye giriştiler. Barzani, 1975 sonunda babasının ABD’ye iltica etmesinin ardından yine kardeşi İdris ile birlikte Kürdistan Demokratik Partisi’ne (KDP) fiilen başkanlık etmeye başladı.
Üyesi bulunduğu Barzani aşiretinin, Irak’ın kuzeyinde yaşayan Kürtlerin nezdinde oluşturduğu etki ve Nakşibendi tarikatı ile ilişkisi, Mesut Barzani’nin liderliğini konsolide etmesini kolaylaştırdı.
Alternatifsiz lider
Molla Mustafa Barzani’nin 1979’daki ölümünden sonra Mesut ve İdris Barzani KDP’nin resmi liderleri olurken, özellikle büyük kardeş Mesut’un hareket alanı epey genişledi. Aynı yıl içerisinde (1979) İran’da ABD yanlısı Şah Rıza Pehlevi’nin halk isyanıyla devrilip İslami bir rejimin kurulmasından sonra Mesut Barzani ve ailesi de İran’a yerleşti.
1980 yılında İran-Irak Savaşı’nın başlamasıyla bölgede oluşan karmaşık ortamı kullanan Barzani ve partisi KDP, Irak sınırının İran’a yakın kısmında güçlenip etkinliğini arttırmayı başardı.
İran-Irak Savaşı döneminde ve sonrasında Irak’taki Şiiler üzerinde nüfuzunu arttırmak için faaliyetlere girişen İran rejimi, Irak’taki Saddam Hüseyin karşıtı diğer güçleri de İslami hareketlenmeler temelinde nüfuz alanına çekmeye çalıştı. Fakat tamamı Sünni olan Kürtleri temsil etme iddiasındaki Mesut Barzani, İran’ın bu girişimlerine pek sıcak yaklaşmadı.
Mesut Barzani, 1987’de kardeşi İdris’in ölümünden sonra KDP’nin alternatifsiz lideri haline geldi.
Körfez Savaşı’ndan sonra hakimiyet çabası
1988 yılında İran-Irak Savaşı’nın sona ermesi, bilhassa Irak’taki Kürt bölgelerinin konumunu ön plana çıkardı. Ülkenin kuzeyini kimin kontrol altında tutacağı meselesi ciddi bir konu haline geldi. Bu aşamada Mesut Barzani’nin, Kürtlerin bölgede kendi hakimiyetlerini kurmaları için harcadığı büyük çaba, Kürtler üzerindeki popülaritesini artırdı.
1990 yazında Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesiyle başlayıp ABD’nin müdahalesiyle 1991 kışında sonuçlanan Körfez Savaşı’ndan Irak’ın yenilgiyle çıkmasını fırsat bilen Barzani, Baas rejimine karşı yeni bir Kürt ayaklanması başlattı.
Saddam Hüseyin liderliğindeki Baas yönetimi ile Kürt ayaklanmacılar arasında büyük çaplı çatışmalar meydana geldi. Kürtler ile Irak merkezi yönetiminin çatışmasına Batı’nın müdahalesi gecikmedi; Kürtler için Kuzey Irak’ta güvenli bölgeler yaratıldı ve çatışmalar sonlandırıldı.
Mayıs 1992’de Batılı güçlerin denetiminde Kuzey Irak’ta yapılan seçimlerde KDP Genel Başkanı Mesut Barzani ve en büyük rakibi Kürdistan Yurtseverler Birliği (Yeketi Niştimani Kurdistan) Genel Başkanı Celal Talabani, bölgesel liderler olarak seçildiler.
1994 yılında KDP-KYB koalisyonu arasında çıkan anlaşmazlıklardan dolayı iki parti arasında çatışma (Kuzey Irak İç Savaşı) başladı.
Talabani’nin İran rejimiyle anlaşarak kendisini saf dışı bırakmasından endişelenen Barzani, Ağustos 1996’da Baas rejimiyle anlaşma imzaladı. 31 Ağustos 1996’da Erbil’e giren Irak güçleri bölgeyi Barzani’ye emanet etti. Ekim 1996’nın sonlarına doğru ise KDP-KYB ateşkes anlaşması imzalandı.
Sonraki dönemlerde KDP-KYB arasında zaman zaman yine çatışmalar çıktı. ABD’nin de araya girmesiyle 1998 yılında taraflar bir kez daha ateşkes ilan ettiler. Anlaşma 4 Ekim 2002’de yenilendi.
2003 Irak Savaşı ve Kuzey Irak’ın özerkliği
ABD’nin 2003’te Irak’ı işgaliyle beraber ülkede kurulan yeni yapı dahilinde KDP ve KYB, Kuzey Irak’ta bölgesel bir yönetim tesis etmek için birlikte çalışmaya başladılar. Barzani Haziran 2005’te Irak Kürdistan Özerk Bölgesi Meclisi tarafından Irak Kürdistan Özerk Bölgesi Başkanı seçildi.
Temmuz 2009’da düzenlenen seçimlerde oyların yüzde 70’ini almayı başaran Barzani böylelikle ilk defa doğrudan seçilerek göreve geldi.
Muhalif kesimlerin yönelttiği otoriterlik eleştirilerinin gittikçe yoğunlaşmasına rağmen Barzani, bölgesel ve küresel güçlerin istikrarı sağlamak açısından ihtiyaç duydukları bir aktör olmayı sürdürüyor.
Kürdistan Özerk Bölgesi Meclisi’nin 30 Haziran 2013 tarihinde gerçekleştirdiği bir oturumda Barzani’nin görev süresini iki yıl daha uzatma kararı alması, muhalefetteki partilerin büyük tepkisini çekti.
Uzatmayla birlikte 21 Eylül 2013’te yapılması planlanan bölge başkanlığı seçimleri de iki yıl sonrasına ertelendi. KDP ve KYB üyesi milletvekillerinin oylarıyla kabul edilen yasa doğrultusunda Mesut Barzani, 2015 yılına kadar Irak Kürdistan Özerk Bölgesi Başkanı olarak görev yapacak. Aynı tarihte yapılan parlamento seçimlerinde de, Barzani’nin partisi KDP lider parti olarak çıktı, Talabani’nin KYB’sinin oyları geriledi. Hükümet kurma çalışmaları bu iki parti arasında devam ediyor.
Türkiye ile ilişkileri
Türkiye, ordusuna karşı savaşan PKK ile mücadele edebilmek için zaman zaman Barzani ile diyalog kurdu. 1991 yılında Turgut Özal Cumhurbaşkanı iken Barzani’ye kırmızı pasaport verildi.
1997 yılında Barzani, PKK’ya karşı Türkiye ile ittifak içerisine girdi ve Barzani’ye bağlı Peşmerge güçleri örgüte karşı yürütülen operasyonlarda rol aldı.
Irak Kürdistan Özerk Bölgesi kurulduğundan beri, Barzani’nin Türkiye ile geliştirdiği iyi ilişkiler sayesinde, Türk yatırımcılar bölgede büyük yatırımlar yaptı. Kürdistan Özerk Bölgesi’nde çıkarılan petrolün de satışı ve Avrupa’ya geçişi için tek şans Türkiye’ydi, Barzani bu sebeple 2002’de Türkiye’de iktidara gelen AKP ile yakın ilişkiler kurdu. Ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi sürecinde Barzani, Türkiye’ye PKK ile mücadele ve ardından barış sürecinde destek olmaya devam etti. Petrol anlaşmalarının uygulanması ve petrol boru hatlarının yapımı da devam ediyor.
Ekim 2012’de AKP’nin kongresinde Mesut Barzani de vardı. Hemen ardından Türkiye’de başlayan barış sürecine Barzani açık destek verdi; geri çekilen PKK’lıların Kürdistan Özerk Bölgesi’ne yerleşebileceğini söyledi.
Kasım 2013’te, barış sürecinde AKP ve PKK arasındaki anlaşmazlıklar sebebiyle aksaklıklar yaşanırken, hem sürece hem de AKP Lideri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a destek vermek için, Erdoğan’ın Diyarbakır’da yaptığı etkinliğe katıldı. Hafızalara “Diyarbakır buluşması” olarak kazınan bu buluşmanın ardından Barzani, PKK ile arasındaki gerilimi azaltmak adına “Öcalan serbest bırakılmalıdır” dedi. Ancak hemen ardından bölgedeki Kürtlerin tek partisi olan, PKK’ya yakınlığıyla bilinen Barış ve Demokrasi Partisi’nin etkisini kırmak için, Türkiye’de de bir KDP açıldı.
Mesut Barzani, beşi erkek ve üçü kız olmak üzere sekiz çocuk babasıdır.