Hrant Dink cinayetine ilişkin iddianamede, cinayetin “FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amaçlarını gerçekleştirme adına işlenmesine izin verilmiş araç suç” niteliğinde olduğu belirtildi.
Hrant Dink cinayetine ilişkin iddianamede, Fetullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) Dink cinayetiyle ilgili her türlü detayı bilmelerine rağmen ‘amaç suçun gerçekleşmesi için araç suç niteliğinde olan Dink cinayeti’nin gerçekleşmesini beklediğinin tespit edildiği belirtildi.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin hazırlanan yeni iddianamede, eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı Personel Şube Müdürü Coşgun Çakar ve eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in “silahlı örgüt kurmak” suçundan 22,5 yıl, “tasarlayarak kasten öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi.
İddianamede, Hrant Dink cinayetinin, “silahlı terör örgütünün amaçlarını gerçekleştirme adına işlenmesine izin verilmiş araç suç” niteliğinde olduğu vurgulandı.
Bir kısım kamu görevlilerinin Dink’in öldürüleceğinden ve suç faillerinden önceden haberdar olduklarının belirtildiği iddianamede görev, yetki ve konumları gereği cinayeti önleme yükümlülüğü bulunan kamu görevlilerinin görevlerini yerine getirmedikleri, şüphelilerin cinayeti işleyen örgütün yönetici veya üyesi olmamakla beraber, cinayetinin işleneceği bilgisine sahip oldukları, görevleri gereği (kanundan kaynaklanan yükümlülük) cinayeti işleyecek örgüte operasyon yapmayarak, Dink’e şahsi, fiziki ve mekansal koruma sağlamayarak, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte hizmet ve yardımda bulunan şüphelilerin eylemlerinin silahlı suç örgütüne yardım etmek olarak değerlendirildiği iddiasıyla soruşturma yürütüldüğü belirtildi.
“Yasadışı C-5 bürosunda organize edilmiş”
Şüpheliler Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ve Coşgun Çakar’ın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yöneticilerinden olduğu ifade edilen iddianamede, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’nın C Şube Müdürü Yılmazer tarafından C-2 Büro Amirliği içinde 2006 yılı haziran ayında kurulan, kuruluş onayını aldığı 23 Mayıs 2012’ye kadar mevzuat dışı çalışan komiser yardımcısı ve komiserlerin görevlendirildiği, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünce başlatılması planlanan Ergenekon soruşturmalarının hazırlıklarının yapıldığı, gizli bir yapılanma olan C-5 Bürosu’nun varlığının açığa çıkarıldığı anlatıldı.
Akyürek, Yılmazer ve Çakar’ın emniyet teşkilatı içinde “Fetullah Gülen cemaati” olarak adlandırılan bir grubun yapılanmasını amaç edinen silahlı terör örgütünün yöneticilerinden olduğu, bu anlamda amaç suçun gerçekleştirilmesi için Hrant Dink cinayetinin araç suç niteliğinde bulunduğu ifade edilen iddianamede, “Bu silahlı terör örgütünce (FETÖ/PDY), Dink’in mutlak suretle öldürüleceği, bunun için hazırlıklar yapan suç örgütü yönetici ve üyeleri ile cinayeti işleyecek tetikçi ‘Ogün’ ismine kadar herşey önceden bilinmesine rağmen, amaç suçun gerçekleşmesi için araç suç niteliğinde olan Hrant Dink cinayetinin gerçekleşmesinin beklendiği tespit edilmiştir” denildi.
İddianamede, Fetullah Gülen’in liderliğinde kurulan suç örgütünün Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasına tamamen veya kısmen engel olmaya teşebbüs ettiği, askeri, siyasi, idare ve devlet bürokrasileri amaçları doğrultusunda tasfiye ve dizayn etmek amacıyla sonradan kumpas oldukları anlaşılan, uydurma delillerle yürütülen birçok soruşturmayı İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü’nde oluşturdukları gizli ve yasadışı bir yapılanma olan C-5 bürosunda organize ederek başlattıkları belirtildi.
İddianamede yer alan dikkat çekici bazı hususlar şöyle:
– “Şüpheli Şükrü Yıldız’ın Hrant Dink cinayetinde sorumluluğu bulunan İstihbarat Daire Başkanlığı’ndaki görevlilerle birlikte hareket ederek cinayette sorumluluğu bulunan Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü ve İstihbarat Daire Başkanlığı görevlilerinin açığa çıkartılmasını engelleyerek bütün sorumluluğu kasıtlı olarak İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü görevlileri üzerine yıktığı tespit edilmiştir.
– Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü görevlileri olan şüphelilerin Dink’e yönelik tehdit atmosferinden haberdar oldukları, Dink’in öldürüleceğine dair kesin istihbari bilgiye sahip oldukları halde cinayet tasarısına ilişkin bilgilerin bir kısmını devletin ilgili birimlerinin yalnızca bir kısmına aktarmış, cinayet tasarısındaki gelişmeleri ve değişiklikleri kayıt altına almamış, cinayeti tasarlayan örgüte operasyon yapmamışlardır.
– Yasin Hayal ve lideri olduğu silahlı suç örgütü, Hrant Dink cinayetini işleme konusunda kararlıdırlar ve Hayal bu eylemi gerçekleştirebilecek yapıda biridir. Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü görevlileri Dink cinayetini işleme konusundaki kararlılığın ve Hayal’in bu eylemi gerçekleştirecek yapıda biri olduğunun bilgisine sahiptirler.
– Ülke çapında istihbarat faaliyetinde bulunabilen ve ülke çapında elde edilen bilgilerin aktarıldığı merkez olan, istihbarat birimleri arasında koordinasyonu sağlama yükümlülüğü bulunan, devletin diğer istihbarat kuruluşlarıyla da iş birliği yapan, müstakilen veya müştereken operasyon düzenleyebilen EGM İstihbarat Daire Başkanlığı görevlileri toplumda infial yaratacak, önemli toplumsal ve siyasal sonuçlar doğuracak Hrant Dink cinayetine dair sahip oldukları bilgilere rağmen kasıtlı olarak cinayetin işlenmesini önlememişlerdir.
-Celalettin Cerrah’ın, 2004’te Hrant Dink’in ölüm tehditleri aldığı anda Agos gazetesi ile Dink’in evine yönelik alınmasına karar verilen güvenlik tedbirlerinin yanı sıra Dink’e şahsi ve fiziki koruma tedbirleri alınması için talimat vermesi gerekli iken bu talimatı vermemiştir.
– Hrant Dink cinayeti tasarısına ilişkin bütün resmi yazışma ve medya dosyalarının da bulunduğu sunucu imha edilerek, cinayet öncesinde dinleme kararıyla elde edilen son kayıtların ve resmi yazışmaların tümünün cinayetteki sorumluluğun ortadan kaldırılması ve suç örgütünün açığa çıkmaması amacıyla yok edildiği tespit edilmiştir.
-Erhan Tuncel’in yardımcı istihbarat elemanlığına 23 Kasım 2006’da Ramazan Akyürek tarafından son verilmesine rağmen, bu husus kendisine tebliğ edilmeyerek, Hrant Dink cinayeti tasarısıyla ilgili bilgi akışının kesilmesinin önüne geçildiği, ancak elde edilen yeni bilgilerin F/4 raporlarına dönüştürülmesi ve resmi kayıtlara geçirilmesinin de bu şekilde engellendiği anlaşılmıştır.
-Şüpheli Engin Dinç, Hrant Dink cinayeti öncesi bu cinayeti işleyecek kişileri bilmesine rağmen açık ve yakın tehlike altında bulunan Hrant Dink’in yaşam hakkı korunmamıştır. Şüpheli Engin Dinç, görevi gereği cinayet hazırlığı yapan suç örgütüne operasyon yaptırmayarak, Hrant Dink’i kanundan kaynaklanan koruma yükümlülüğüne aykırı hareket ederek, kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçunu ve görevi kötüye kullanma suçlarını işlediği anlaşılmıştır.
C-5 Mızrak başı
-Yasa dışı oluşturulan gizli bir yapılanma olan C-5 bürosu FETÖ’nün emniyette ve orduda amaçları doğrultusunda tasfiyeleri yapmak, bürokrasiyi amaçları doğrultusunda dizayn etmek için mızrak başı pozisyonunda oluşturdukları en önemli birimdir.”
İddianame delil için Ankara’ya gönderilecek
İddianamenin kabul edilmesinin ardından bir suretinin, FETÖ/PDY olarak geçen silahlı terör örgütüyle ilgili ana soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Suçları Soruşturma Bürosu’na delil olarak değerlendirilmesi amacıyla gönderileceği belirtilen iddianamede, Dink’in içinde bulunduğu tehdit atmosferi, cinayet öncesi süreç ve eylemler, cinayetinin işlendiği tarih ve sonrasındaki eylemler, şüphelilerin konumu, suç işleyen şüphelilerin ilişkileri, cinayetin yargılamasını yapan mahkeme başkanını ve yargılamayı kontrol altında tutmaya dönük eylemleri, silahlı terör örgütü yöneticisi ve üyesi olmak, tasarlayarak bir kişiyi kasten öldürmeye yardım, kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, resmi belgeyi yok etmek ve gizlemek, görevi kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçunu işleyen şüpheliler ve suç saiklerinin iddianamede ayrıntısıyla açıklanacağı aktarıldı.
AA’dan derlenmiştir