ABD Başkanı Donald Trump’ın Arjantin’de düzenlenen “G-20 Zirvesi”nde moralini bozan çok sıcak gelişmeler yaşandı. Zirve’de ABD-Kanada ve Meksika arasında imzalanan ve “Yeni NAFTA” olarak nitelenen ticaret anlaşması bile Trump’ın moralini düzeltmeye yetmedi. Trump’ın başını ağrıtan gelişmelerden biriyse Robert Mueller’ın yürüttüğü “Rusya Soruşturması”nda yargılanan eski avukatlarından Michael Cohen’den gelen yeni itiraflardı.
“Rusya Soruşturması” kapsamında daha önce 8 ayrı malî suçlamadan suçlu bulunan Cohen itirafçı olmuştu. Trump’ın Başkanlık Kampanyası dönemini de kapsayan zaman aralığında Rusya’da bir gökdelen projesi için Ruslarla görüştüğü iddiası “Rusya Soruşturması”nın kapsamındaydı. Cohen daha önce Kongre’ye bu projeyle ilgili olarak üç ayrı başlıkta yalan söylediğini itiraf etti. Cohen, Kongre’deki oturumlarda gökdelen projesinin Başkanlık Kampanyası’ndan önce iptal edildiğini söylemişti. Yeni itiraflarındaysa Cohen gökdelen projesinin Trump’ın Başkanlık kampanyası sürecinde de Ruslarla görüşüldüğünü söylüyor.
Trump ve avukatlarıysa Cohen’in daha fazla ceza almaktan kurtulmak için yalan söylediğini, “Rusya Soruşturması”nın da bir ‘cadı avı’ olduğunu yinelediler. Mueller ve ekibi tarafından hazırlanan soru listesine yazılı cevap veren Trump ise Başkanlık dönemini kapsayan sorulara cevap vermemeyi tercih etti. Avukatları, FBI Başkanı James Comey’nin azledilmesi başta olmak üzere Trump’ın ABD Başkanı sıfatıyla yaptığı işlemlerin soruşturma kapsamında yer almayacağı görüşünü savunuyorlar. Demokratlar ve bazı hukukçular ise Mueller’den önce “Rusya Soruşturması”nı yürüten Comey’in azledilmesini ‘adaletin engellenmesi’ olarak görüyorlar. ‘Adaletin engellenmesi’ ABD Başkanları için azledilme gerekçelerinden biridir.
2 yıldan fazla bir süredir devam eden “Rusya Soruşturması”nda yolun sonu gözüküyor. Mueller’in şapkasından nelerin çıkacağıysa hâlâ bilinmiyor. Geçtiğimiz Nisan ayında Michael Cohen’in ofisinde yapılan FBI aramalarında el konulan belgelerin içeriğiyse sır gibi saklanıyor. Trump’ın “G-20 Zirvesi”nde Vladimir Putin ile yapacağı görüşmenin iptal edilmesinde Cohen’in itiraflarının rol oynadığını düşünenlerse az değil. Beyaz Saray iptalin, Rusya ve Ukrayna arasındaki ‘yeni kriz’ sebebiyle gerçekleştiğini öne sürüyor. Rusya’dan gelen açıklamalara göreyse iptal kararında ABD’nin iç siyasetindeki gelişmeler rol oynadı.
Diğer taraftan geçtiğimiz Perşembe günü Almanya’da “Deutsche Bank” ofisleriyle ABD’nin Şikago kentinde bir avukatın ofisine düzenlenen polis baskınlarının “Rusya Soruşturması”yla ilgili olduğu konuşuluyor. Medyaya sızan bilgilere göre Deutsche Bank’ta yapılan aramalar ‘kara para aklama’ ve ‘vergi kaçırma’ iddialarıyla ilgili. Ancak Trump’ın ve damadı Jared Kushner’in bu banka ile kredi ilişkilerinin Özel Savcı Robert Mueller’in merceği altında olduğu biliniyordu. Geçen yıl Mueller’ın ekibinin Deutsche Bank’tan Trump’ın malî işlemleriyle ilgili bilgi talep ettiği söyleniyordu. Şikago’daki ofisi FBI ajanları tarafından aranan Edward Burke’ün ise Mayıs 2018’e kadar Trump’ın avukatlığını yaptığı biliniyor. Emlak vergisi davalarında kurnazlığıyla bilinen bir avukat olan Burke birçok federal soruşturmadan tereyağından kıl çeker gibi kurtulmayı başarmakla ün yapmış bir isim.
Resmi açıklamalar ve medyaya sızan bilgiler her iki baskının Trump’la ilgisi bulunmadığı yönünde ama işin doğrusu ilerleyen zamanda anlaşılacak. “Mueller Soruşturması”nda yolun sonu gözüküyor ise yeni süprizler gelecek demektir. Kongre’deyse Trumpçı Cumhuriyetçiler “Cadı Avı” olarak niteledikleri” Rusya Soruşturması”nı durdurmaya, Demokratlar ve bazı Cumhuriyetçiler ise aynı soruşturmayı güvence altına almaya çalışıyorlar. Her halükarda önümüzdeki günlerde Washington’daki ‘siyasi kaos’ daha fazla hissedilecek gibi görünüyor.