Anlasa aşkı, bahar; lâle olup esner mi?
Yıldızlar duysa ayı, hilal olup esner mi?
Güzel; goncayken tutar, elde bülbül gönlünü;
Bilse gidecek koku; hiç gül olup esner mi?
İnsanın günahından, utandı toprak beden.
Yoksa uykudan önce, mezar olup esner mi?
Naz, haddini aşmaz da, aşka usanç vermezse;
Yerde ayak izleri, vedâ olup esner mi?
Avımız Ankâ Kuşu, râm olursa bize kâm;
Yere uzanan tuzak, halka olup esner mi?
Bu inleme, korkusuz; zincir koynundan çıkar.
Korksa keyiften şarap, kadeh olup esner mi?
Goncalık fırsat bilse; kaçırmazsa gençliği;
Pişmanlık saçılan gül, hasret olup esner mi?
Şişlendi iki koldan, kebap oldu âğûşum;
Özlem olup yanmadan; kucak olup esner mi?
Mum gibi açık kalır; mânâya dalsa gözler.
Şaşkın kirpikler gibi; hayret olup esner mi?
Hased bekler pusuda can dostlar sohbetini.
Muhabbet azalmazsa; uyku olup esner mi?
Zinhâr Serâzât şaşma! Sabah olursa humâr.
Çiğ tanesi içmekle, sarhoş olup esner mi?