Askeri Konular
F-35 meselesi;F-35 Genel Maksat Avcı uçağı programına 5 ülke ortak. F-35 projesi bir konsorsiyum. Türkiye, Abd, İsrail gibi ülkelerin uçak alımları söz konusu. Türkiye’nin 103 adet uçak siparişi mevcut. Ayrıca Türkiye bu uçak için kritik sistemler üretiyor. Yazılımlarından gösterge paneline, iniş takımlarından orta gövdeye kadar olan parça tedariği Türkiye’den karşılanıyor. Hem konsorsiyum ortağı olması, hem parça tedarikçisi olması, hem de müşterisi olması nedeniyle Türkiye projede stratejik öneme sahip.
Türkiye bu uçağın üretim programından çıkartılırsa tüm teslimatlar 2 yıl ertelenecek. Bunun sebebi bazı sistemlerin sadece Türkiye’de üretilmesidir. Başka ülkelerde üretilmesi yeni bir üretim programının gerekliliği olduğundan uçağın teslimatını bu derece etkiliyor.
Türkiye’nin uçak alımı için ayırdığı kaynak 12,4 milyar dolar. Türkiye’ uçak satışı iptal edilirse veya Türkiye uçak siparişini iptal ederse konsorsiyum bu kadar para kaybetmiş olacak. Bu durum, projenin ana yüklenicisi ve koordinatörü olan, aynı zamanda Dünyanın en büyük savunma sanayi şirketi olan Abd’li Lockheed Martin firmasını zora sokacak. Firma bu riske karşı zaman zaman açıklama yapıp teslimatlar ve parça tedariği ile ilgili bir iptalin veya durdurmanın söz konusu olmadığı anlaşma programındaki sürecin devam edeceğini bildiriyor.
Som füzesi; seyir füzesi, akıllı füze, havadan karaya atılan füze gibi değişik tanımlamalara sahip milli füzemiz F16 ve F35lerde kullanılıyor. F-35 lerin en önemli silahı konumunda. Eğer F-35lerin tesliminde bir sürünceme olursa, Türkiye’nin bu füzeyi vermemesi durumunda bu uçaklar vurucu gücü olan bu füzeden yoksun kalacak. Buda uçağın muharebe gücünün zayıflamasına neden olacak. Bu füze olmadan uçağın caydırıldığının azalması uçağa olan talebi azaltabilir. Rakip uçakların öne çıkmasına neden olabilir.
Güç Dengeleri bizim lehimize…
Türkiye’ye karşı yaptırım amacı ile bu programın iptali konusu uzak bir ihtimal. Bahsettiğimiz nedenlerden dolayı Lockheed Martin firması Abd hükümetine baskı uygular. Böyle durumun Trump’ı koltuğundan edebileceği konuşuluyor. Lockheed istediğini koparmak için ne gerekiyorsa yapacaktır.
Dünya güç dengelerinin kuranlar genelde silah üreticileri, ilaç üreticileri ve parayı yönetenlerdir. Bunlar Amerikan devletinden daha güçlüdür. Savaşları bile onlar başlatır. Kendi çıkarlarına ters düşen durumlara izin vermezler.
Abd de bunlar aleyhine karar alabilecek ve bir yönetim varlığını sürdüremez. Her yönetim bunun farkında.
Tüm bu fiili durum bizim çıkarlarımızla örtüşüyor. Elimizde ciddi bir koz var. Bu durum ciddi bir baskı aracı.
S400 ve Bölgesel Güç Dengeleri; S400 Hava Savunma ve Füze Sistemi Rus yapımı ve Rus standartlarına göre geliştirilmiş bir sistem. Bu nedenle Nato ve Abd standartlarına uymayan yazılım alt sistemlere sahip. Doğal olarak Nato’da kullanılamayacak ve Nato tarafından müdahale edilemeyen, Nato’ya karşı kullanılabilir.
Abd ve Nato bu sistemin avantajlarını ve zafiyetlerini bilmiyor. Onu nasıl kontrol edeceği, nasıl devre dışı bırakılacağı muamma. Kendisine karşı kullanılabileceğinin de farkında.
Nato’da kullanılan sistemlerde IFF dost düşman tanımlama sistemi Nato ve Abd unsurlarını dost kuvvetler olarak tanımlıyor. Egede Yunanistan’la it dalaşı yapmamızın sebebi de bu sistemin yunan unsurlarını dost kuvvet olarak tanımlamasıdır. Bizim uçaklarımız yunan uçaklarına karşı ateş açamadığı için kovalamaca yaşanır. Rus uçağının vurulması olayında Rus uçağı Nato uçağı olmadığı için bizim uçağın sistemi o uçağı düşman uçağı diye tanımlamıştır.
Yerli ve milli savunma sistemi, yerli yazılım meselesi bu nedenlerden dolayı stratejik öneme sahiptir.
Nato ve Abd kendisinin kontrol edemediği bir teknolojinin varlığından hoşlanmaz. Jeostratejik Bakımdan en önemli bölgede kullanılacak olması Abd ve Nato’nun aleyhinedir. Herhangi bir durumda kendilerine karşı kullanmasınlar, kendi istedikleri gibi kullanmak istiyorlar.
Abd ve Nato’nun sistemlerini kullanırsak bu sistemlerin tüm özellikleri bilindiği için bize karşı kullanabilirler. Onlar istemezse bu sitemler çalışmaz. Tüm kontroller bizde olmuyor. Bizim zafiyetimiz ortaya çıkıyor. Bu durum bir milli güvenlik sorunudur.
S400 sistemiyle Nato kuvvetleri dahil diğer tüm hava unsurlarını düşman olarak tanımlayıp 400km menzilde imha edebiliyoruz. Patriotlarda bu imkansızdır.
Bir diğer konu ise ticari boyutu, kendi sistemlerini bize satarak para alacakken bizim gibi bir müşteriyi kaybetmiş oluyor. En büyük rakibi bize satış yaparak ticari boyuttada yarışı kazanıyor. Bu durum güç dengelerini etkiliyor ve biz dengeleri kuran konumuna geliyoruz.
Askeri Üsler: Türkiye genelinde Nato ve Abd’ye ait 40 civarından askeri üs bulunuyor. Bunların pek çoğu Nato ve Abd açısından kritik konumda.
Kürecik Radar Üssü orta doğuda Abd’nin gözü gibi görev yapıyor. Buradan çok geniş bir coğrafyayı gözetleme ve takip yapılıyor. Türkiye ve sınırlarındaki durumu da gözlemleyebiliyorlar. Öncelikli olarak İsrail’in güvenliğini sağlamak amacıyla kullanılıyor. Bu nedenle Abd ve İsrail açışından kritik öneme sahip.
Eğer bu üs kapatılır veya devre dışı kalırsa israil’in güvenliği riskli hale geliyor. Bu riski Abd ve İsrail göz ardı edemez. Kürecik görevine kesintisiz devam etmeli. Bu durum İsrail’in güvenliği ve geleceğini olumsuz etkileyecektir.
Bu nedenle Türkiye’nin Kürecik üssünü kapatmaması için ekonomik saldırıyı durdurmayı ve şartlarımızı kabul etmek durumundalar.
İncirlik Hava Üssü, Abd’nin Ortadoğu operasyonlarını koordine ettiği ana merkez konumunda. Burada atom bombasına dahi dayanıklı balistik özelliklere sahip tesisler ve sığınaklar mevcut. Hatırı sayılı miktarda nükleer savaş başlığı bulunuyor. Bu başlıkların yarısı Türkiye’nin kontrolünde bulunuyor. Abd’li stratejistler, Türkiye’ye ambargo uygulanıyor ancak İncirlikte çok sayıda nükleer savaş başlıkları var. Bunlar Türkler ne yapacakları belli olmaz yorumları yapılıyor.
İncirlik üssünün kapatılması , Nato’nun özellikle Abd’nin işlerini tökezletecek büyük bir hamle. Zira doğu Akdeniz cadı kazanı gibi kaynıyor. Bölgedeki güç dengelerini kontrol etmek için İncirlik’in fiilen kullanımda olması şart. Artık bölgesel güç haline Türkiye’yi ikna etmek zorundalar. Güç dengeleri bizim lehimize dönmeye başlıyor.
İncirlik Üssünün kapanması Türkiye’nin milli güvenliği ve çıkarları açışından elzemdir. Bu üs kapatılmadıkça milli güvenliğimiz tehlike altındadır. Terörle mücadele ve çekiç güç hadiselerinde yine burada bizim aleyhimize faaliyetler yürütüldü. 15 Temmuz İşgal Kalkışmasında hainlerin kullandığı hava unsurlarını havada yakıt ikmali sağlandığı bilinmektedir. Bu üs ihanet üssüne dönüşmüş durumda. Artık böyle bir ihanet merkezinin bu topraklarda bulunması zararımızadır. İncirlik üssünün kapatılması beka meselesidir.
Diplomatik Hamleler
Abd diplomatlarına “ persona non grata” istenmeyen adam ilan edilebilir. Bu şekilde diplomatların değişimi sağlanarak, diplomatik aksaklıklar çıkartılarak, büyükelçilik ve konsolosluklardaki işlemlerde yavaşlatılmış olur.
Abd misyonlarının Türkiye’de istediği yere seyahat edememesi, herkesle görüştürülmemesi, eğitim kültür faaliyetleri adı altında yapılan çalışmalarına izin verilmemesi gibi seçenekler söz konusu.
Abd’nin Nato ve ye BM deki kararları karşı itiraz bloğu oluşturulabilir. Kaldı ki şu an bizi Rusya, Çin, Almanya ve Fransa gibi etkin destekliyor. Bu potansiyeli etkin bir şekilde kullanmanın tam zamanı.
Ekonomik ve Ticari Hamleler
Abd’den ithalat kısıtlanırsa Abd’nin Türkiye’ye yapacağı ihracatı azaltılmış olur. Bu durum Türkiye’ye ihracat yapan üreticilerin ticaret gücünü kaybetmesine neden olacağı için Abd yönetime baskı yapmasına neden olacaktır.
Abd şirketlerinin devlet ve özel sektör ihalelerine sokulmaması hem Abd yönetimine baskı yapılmasına neden olacağı gibi yerli kaynakların yurt içinde kalması da sağlanır.
Abd şirketlerinin faaliyet alanların daraltılarak rekabet yerli firmaların lehine çevrilebilir. Yerli şirketlerin büyümesi açısından devletin önemli bir destek olarak değerlendirilebilir.
Madencilikte Abd firmalarına hammadde veya cevher satmak yerine o madenlerin Türkiye’de işlenmesi halinde oluşturacağı katma değer ekonomimizi canlandıracak en önemli faktörlerden biridir.
Abd’nin savunma sistemleri sattığı ülkelere bizim satışımız artarsa Abd’nin bu alandaki piyasa gücü etkinliği azalır.
Abd bu konunun farkında Pakistan’ın bizden istediği 30 adet Atak Helikopteri siparişine karşılık, Helikopterin motorlarını vermeyerek bizi köşeye sıkıştırmaya çalıştı.