Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kısıklı’da halka seslendi. Erdoğan konuşmasında, “Çarşamba günü önemli bir karar açıklayacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının satır başları şu şekilde;
“Hükümetimiz şu anda önemli bir hazırlığın içinde ve çarşamba günü inşallah Milli Güvenlik Kurulumuzu toplayacağız. Milli Güvenlik Kurulundan sonra da bir Bakanlar Kurulu toplantısı yapacağız ve Milli Güvenlik Kurulu ardından Bakanlar Kurulu toplantısıyla da önemli bir kararı açıklayacağız”
“Şu anda gayet güzel bir şekilde çalışmalar devam ediyor. Hükümetimiz şu anda önemli bir hazırlığın içinde ve çarşamba günü inşallah Milli Güvenlik Kurulumuzu toplayacağız. Milli Güvenlik Kurulundan sonra da bir Bakanlar Kurulu toplantısı yapacağız ve Milli Güvenlik Kurulu ardından Bakanlar Kurulu toplantısıyla da önemli bir kararı açıklayacağız. Şimdi burada açıklamayacağım”
“Şehitlerimizi gördük değil mi? İşte 208 şehidimiz var. Hepsini defnettik. Ama bilesiniz ki bu halka son değil. Bunu devamı da olacak. Kah sizlere kah bizlere olacak. Zaten biz bu yola böyle çıktık, böyle koyulduk. Ne dedik? Kefenimizi giydik bu yola böyle çıktık.”
“Biz inanıyoruz ve üstünüz. Hiç şüpheniz olmasın. Şu anda Türkiye’nin dört bir yanında, her yerde bu tablo var. Taksim Meydanı’na, Saraçhane’ye bakın bu tablo var. Ankara’da Kızılay Meydanı’nda her yerde bu tablo var. İşte bizler de bu akşam arkadaşlarımızla bir değerlendirme toplantısı yaptık. Sizi de bu saate kadar beklettik. Kusura bakmayın. Bu saate kadar toplantımız sürdü. Burada bu akşam bir şeyi özellikle ifade etmek istiyorum. Komşularımızdan komşuluk haklarını bize helal etmelerini istiyorum. Gece geç saatlere kadar burada onlara rahatsızlık veriyoruz. Bundan dolayı da bize haklarını helal etsinler.”
“Bu vatan meselesinde, bu affedersiniz ne idüğü belirsizlere biz bu ülkemizi bırakmayacağız. Ve kardeşlerim, Sayın Başbakan söyledi. Ben de söylüyorum. Türkiye demokratik bir hukuk devletidir. Demokratik bir hukuk devletinde siz halkı görmemezlikten gelemezsiniz. Dolayısıyla halkın taleplerini bir kenara koyamazsınız. Halkın böyle bir talebi varsa, bunun görüşüleceği yer parlamentodur. Bunların, bu alçakların bombaladığı parlamentodan inşallah görüşülmek suretiyle inanıyorum parlamentodaki siyasi partiler, inanıyorum ki bu konuda en isabetli kararı alacaktır. Ve alınacak böyle bir kararda da onay merci olarak kararımı açıklıyorum. Ben bunu onaylarım. Çünkü gencecik yavrularımızın tanklarla, toplarla şehit edildiği bir ülkede biz siyasiler olarak eğer buna sessiz kalırsak, ebedi alemde bunun hesabını veremeyiz.”
“Bugün Amerika’da idam var mı? Rusya’da, Çin’de var mı? Dünyanın değişik yerlerinde var mı? Sadece Avrupa Birliği üyesi ülkelerde yok. Biz buna bir imza attık. Bizden önce attılar. Böyle bir durum var. Doğru. Fakat bu imzalar atıldığı gibi bunlar geri de alınabilir. Yeter ki parlamentomuz bu kararı alsın.”
“Bunlar değiştirilemez hükümler değil. Buyurun. İşte şu anda yapılanlar… Ankara’da özel harekata bombalar yağdırılıyor ve benim 47 tane polis kardeşim orada şehit oluyor. Aynı şekilde bizi yakalamaya çalıştılar. Bizim kaldığımız yere geldiler fakat biz çıkmıştık ve şimdi bakın ifadeler ortaya çıktı. İfadeler enteresan, ‘Biz yakalasaydık ya ölü ya diri getirecektik.” Ama bunlar bir şeyi bilmiyorlar. Ve mekeru ve mekerallah. Vallahu hayrul makirin. Bunlar hesapların üzerinde bir hesap var. Tuzakların üzerinde bir tuzak var. En büyük tuzağı kuracak olan da kudret, kuvvet sahibi Allah’tır. Bunu bilmiyorlar. Ve o muhafaza etti mi mesele yok. O korudu mu mesele yok. Bir an ileri, bir an geri yok. Vakti saati geldiğinde zaten sahibine teslim edeceğiz.”
“Şu anda gayet güzel bir şekilde çalışmalar devam ediyor. Hükümetimiz şu anda önemli bir hazırlığın içinde ve çarşamba günü inşallah Milli Güvenlik Kurulumuzu toplayacağız. Milli Güvenlik Kurulundan sonra da bir Bakanlar Kurulu toplantısı yapacağız ve Milli Güvenlik Kurulu ardından Bakanlar Kurulu toplantısıyla da önemli bir kararı açıklayacağız. Şimdi burada açıklamayacağım.”
“Ulusal medyamızda birkaçı dışında, sağolsunlar bir birliktelik gördüm, bir beraberlik gördüm. Fakat uluslararası medyada Pensilvanya’yı ziyaret edenler var. Ben buradan dünyadaki uluslararası medyaya sesleniyorum: Ey medya, ABD’de çifte kuleler yıkıldığı zaman, acaba bu uluslararası medya gidip de Bin Ladin’le bir röportaj yapsaydı buna nasıl bakardınız? Olumlu bakar mıydınız? Fakat, Türkiye’de böyle bir darbe girişiminde buluşan şahsın takımının kendisine verdiğiniz 400 dönümlük arazide gidip kendisiyle şu anda röportaj yapanlara nasıl sıcak bakıyorsunuz? Bugün de bir uluslararası CNN’e röportajım oldu, orada bunu örnek olarak verdim. Dünyanın bunu görmesi, dinlemesi, bilmesi lazım. Her akşam bir uluslararası medya grubuyla da bunları devam ettireceğiz. Anlatmamız lazım, bilmeleri lazım. Fakat öyle veya böyle, inşallah tren tekrar raylara oturmuştur.”
“Açığa alınanlar var ve yeni yeni görevlendirmeler yapılıyor. Eksikler var hepsinde. İşte çarşamba günkü toplantı inşallah bunların önünü açacak. Hani hep bir sözüm var ya ‘İnlerine gireceğiz’ diye. Şimdi toptan inlerine gireceğiz”
“Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bizim için bu çok önemli. Birbirimizi sadece Allah için seveceğiz, makam, mevki vesaire bunlar için değil”
“Bir, tek millet. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla, Romanıyla tek millet. 79 milyon tek millet. Çünkü biz yaratılanı, yaratandan ötürü sevdik. İki, tek bayrak. Bayrağımızın rengi şehidimizin kanı, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehidimizin ta kendisi. Üç, ‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır/Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır’… 780 bin kilometrekareyle bu vatan toprakları bizim. Şunu unutmayın tarlaya imar girerse, orası ne olur? Arsa olur. Bunun da vatan olabilmesi için neye ihtiyaç var. Şehit kanına ihtiyacı var. Bu 780 bin kilometrekare vatan toprakları, böyle vatan oldu. 1071’den bugüne, Malazgirt’ten bugüne bu yolculuk böyle devam etti. Dört, tek devlet. Devlet içinde devlet olmaz. Neymiş o paralel devlet? Nereden çıktı bu? Dert başkaydı ama ne oldu? Duvara çok kötü çarptılar. Hesabı erken bozuldu. Şimdi bunun bedelini ödeyecekler.”
“O ne sağlam bir yürekti değil mi? O nasıl bir imandı değil mi? Niye? Çünkü imandır o cevher ki ilahi ne büyüktür/İmansız olan paslı yürek sinede yüktür. Mesele bu. Onları orada dediklerini herhalde sosyal medyada falan takip etmişsinizdir. Hatta televizyonlarda falan da bunlar yayımlanıyor. İşte Silahlı Kuvvetlerimizin gerçek manada Türk askeri bunlardır. Diğerleri hain, hain ve onlar ihanet ettiler ama bu hainlere inşallah bu millet pabuç bırakmadı.”
“Onlar sizin böyle meydanlara çıkacağınızı düşünmüyorlardı. 7’den 70’e kadınıyla erkeğiyle bir çağrı ve bu çağrıdan sonra meydanlara dökülüş var ya o bütün hesapları altüst etti. Rabbim birliğimizi daim etsin inşallah ve bu birlik üzere sabit kadem olalım, yolumuza da böyle devam edelim. Ben sizin gözlerinizde bunu görüyorum. Sizin yüreklerinizden bunu okuyorum ve inşallah bu şekilde de bunu yürüteceğiz ama yorulmayacağız değil mi? Aynen devam edeceğiz. Gecenin bu saatinde maşallah.”
“İnşallah şurada 1 ay kadar bir süre kaldı, 26 Ağustos inşallah Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü açacağız. Nasıl Osmangazi Köprüsü ile adeta yeni bir devir açıldı. Avrupa – Asya arasında yeni bir süreç başladı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile de İstanbul bir başka güzel olacak. Kınalı ile Akyazı arasındaki yolları da bitirdiğimiz zaman Edirne’den çık bastır Akyazı, Sakarya’ya kadar gel. Bu millet neye layık değil ki? Hamdolsun her şey kararlı bir şekilde yürüyor. 26 Aralık’ta da bir başka eser Avrasya Tüneli, şimdi Marmaray’dan malum raylı sistemle 1 milyon 400 bin kişi yaklaşık 3 sene içinde geçti. Şimdi de Avrasya Tüneli ile araçlarımız geçecek, Ahırkapı’dan geliyorsunuz arabanızla denizin altından Haydarpaşa’nın oradan çıkıyorsunuz. Bütün bunlar İstanbul’un trafiğini daha iyi bir noktaya getirmek için ama İstanbul’a, bu millete bu yeter mi? Yetmez. Yeni bir adım daha atıyoruz şimdi inşallah Kanal İstanbul’un da projeleri de bitiyor. Tabii bu da yetmez yeni bir adım daha atıyoruz. Çanakkale’yi de köprüyle geçeceğiz, onun da çalışmaları başladı. Şu anda hemen karşımızdan metro geçiyor. Üsküdar’dan ta Dudullu’ya kadar metro geçecek.”
“Taksim’deki kışla inşallah isteseler de istemeseler de tarihine uygun olarak o da yapılacak. Orada bir tarih müzesi yapacağız, bir şehir müzesi yapacağız. Bitmez, şu andaki Atatürk Kültür Merkezinin olduğu yere, yanındaki boşluk, arkasındaki boşluk tamamıyla orası yıkılacak ve Türkiye’nin ilk opera binasını da inşallah oraya yapacağız. Bitmedi, üçüncü bir müjdemiz daha var Taksim’de, orada maksem var, maksem nedir biliyor musunuz? Suyun taksim edildiği yer, hani o böyle tarihi duvarlar var ya o duvarın tam arkasına da inşallah proje hazır Taksim Camisi’ni de oraya inşa edeceğiz. Taksim’in tamamını yayalaştıracağız. Bütün trafiği yerin altına alacağız. Taksim çok ciddi bir çekim merkezi haline gelmiş olacak. Bir kaç yıl içerisinde Taksim Meydanı bu kadar garip olmayacak, daha zengin olacak, daha güzel olacak, daha farklı olacak.”
“Bir keresinde Sultanahmet’te bir cuma namazındayız. Orada bir durum yaşadım. O gün de yine Sultanahmet garipti, dolu değildi. Sultanahmet’i dolduralım. Süleymaniye’yi dolduralım. Ayasofya’da da zaten sembolik de olsa yer var. Orada bu ibadetleri yapmaya zaten yol açık. Şu anda Esenler de bizi izliyor. Esenler çok büyük bir değişim yaşıyor. Kentsel dönüşüm yaşıyor. Değişimin yanında inşallah Esenler tanınamaz hale geldi. Daha güzel olacak. Geçenlerde bir toplu açılışı yaptık.”
“İnşallah Saraçhane Meydanını anlatmaya gerek yok. Orası zaten bir tarihi. Bu olaylarda Fatih birçok şehide ne yazık ki şahitlik yaptı. Allah razı olsun, birliğimiz daim kılsın.