Ak Parti Hükümeti’nin başlattığı Açılım halkı kaynaştırma ve bölgesel farklılıkları minimize etmesini amaçlasa da bazı çevrelerce yanlış anlaşıldığı gibi birbirlerinden farklı düşündüklerini iddia eden parti ve terör örgütlerini iç içe girerek birbirleri ile kaynaşmasını sağladı.
Bu kaynaşmanın adı da #CHDPKK oldu…
Şehit Savcımız Mehmet Selim Kiraz’ın Çağlayan’da DHKP-C’li Terör örgütü üyeleri tarafından Şehit edilmesi sonrasında sadece hükümetin suçlanması hatta ve hatta DHKP-C’nin Terör Örgütü olarak ifade etmemek için sürekli kelimelerle oynanması hatta Şehit Savcımızın cenaze törenine katılmamak için atılan taklalar ve daha sonra o çatışmada öldürülen DHKP-C’li Teröristlerin cenazelerinde boy gösteren bir Milletvekili yapısından bahsediyorum sizlere!
CHP Milletvekili M.Sezgin Tanrıkulu’nun daha önceleri PKK’nın Avukatlığını yapması,Savcımızın şehit olmadan önce DHKP-C’li Teröristlerin M.Sezgin Tanrıkulu ile görüşmek istemesi ise başlı başına aslında büyük bir olay…
1 Kasım seçimleri sonrası CHP’den Milletvekili seçilen Eren Erdem’in Twitter’den İran ile Türkiye karşı karşıya gelirse benim tarafım İRAN demesi, Rus Televizyonlarına Türkiye’nin Terör Örgütü DEAŞ’a sarin gazı verdi demesi ki bunların halk içerisinde büyük bir İnfiale yol açmasına rağmen CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Eren Erdem’e sahip çıkması,Arkasında olduğunu söylemesi Ana Muhalefet Partisinin kime ve neye hizmet ettiğini veya ne yapmaya çalıştığını kimse anlayamıyor.
Her seferinde CHP,Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi diyen ve sözüm ona Atatürk’ü sahiplenen CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Eren Erdem’in İran tarafında olacağını beyan etmesine rağmen nasıl oluyor da hiç kimseye Eren Erdem’i yedirtmem diye TBMM’deki grup toplantısında bas bas bağırabiliyor? Nasıl oluyor da kendini Atatürkçü addeden CHP’li Milletvekilleri hem genel başkanlarına hemde Eren Erdem’e tepki göstermiyor?
Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde ki TBMM’de CHP’den Mebus olan(Ki CHP’den başka parti yok.) birisi kalkıpta İran ile Türkiye karşı karşıya gelir ise ben İran’ın tarafındayım dese,Mustafa Kemal Atatürk nasıl bir tepki verirdi?
Şapka takmadı diye insanların idam edildiği bir dönemden bahsediyorum sizlere…
Muhtemelen Mustafa Kemal Atatürk bu dönemde yaşasaydı, Eren Erdem’in Milletvekili olma şansı olmadığı gibi velev ki olsaydı ve bu sözü söyleseydi Mustafa Kemal Atatürk,Eren Erdem’i TBMM önüne kocaman bir dar ağacı diktirip orada asardı herhalde…
Sürekli Türkiye İranlaşıyor diye İslami tehdit olarak gösteren CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP Milletvekillerinin İrancı ağız ile konuşması da ayrı bir tez konusu bence…
HDP’nin neresinden tutayım yada neresinden başlayayım oda çok ayrı bir konu, Tabiri caizse neresinden tutarsak tutalım Terörist PKK’nın sözcülüğünden başka bir şey gelmiyor elimize…
HDP’nin PKK ve PKK’nın şehir yapılanması KCK ve Gençlik yapılanması YPG’nin arkasında durması kazılan hendekleri savunması ise başlı başına bir sorun.Sözüm ona Özerklik ilan eden HDP’nin yerel yönetimlerde ki partisi DBP’nin ise tavrı zaten ortada. DBP’li Belediyelerin belediye araçlarınca Teröristlere yardım taşınması,Kendilerince! Özerklik ilan etmesi Türkiye’nin yeni bir 1990 yıllarda ki kaos ve terör günlerine geri dönüş yolunu açma çabası mıdır?
HDP eski Milletvekili Hasip Kaplan’ın 1990’lı yıllarda ki onca faili meçhul cinayetlere rağmen o yıllarda dahi bu kadar zulüm yaşanmadı demesi ise ayrı bir trajedi…
Aralık ayının ilk haftasında köşeye iyice sıkışmaya başlayan PKK ve uzantıları Halkın kendilerine sahip çıkmasını gösteri ve yürüyüşlerle Vandallıklar la Türkiye Cumhuriyetine bölge halkının isyan etmesini istedi.Malumumuz üzere kış şartlarında daha önceki dönemlerde Güvenlik Güçleri Kışla ve Karakollarına çekilir,Aynı keza PKK’da dağlarda mağaralarda kış şartlarının geçmesini beklerdi.Fakat İHA’lar ile bulunan mağara ve sığınma yerleri birer birer imha olan PKK bu defa da tabiri caizse barınmak ve yaşabilmek için “Aç Kurtlar” gibi şehre indi.
PKK’nın şehre inmesinin en önemli iki ana sebebi var. Bunlardan ilki dediğim gibi Dağ’da barınacak ve kışı geçirecek yerlerinin kalmaması tamamen imha edilmesi diğer neden ise Suriye’de PYD’nin 2016’nın ilk baharında Türkiye sınırında Kürt Kantonlarını birleştirme ihtimali neticesinde Türkiye’nin de Güneydoğu bölgesinin bu kantonlardan oluşan yapıya dahil edilmek istenmesi.
Kısaca biz ona PKK’nın ve HDP’nin Büyük Kürdistan hayali diyoruz…
PKK’nın bunca çatışma süreci içerisinde Kandil halkın desteğini tam anlamıyla alamayınca bu defa HDP’nin Meclisten çekilmesini talep etti ve anında HDP kanadı bu talebe olumlu yanıt verdi.Bildiğimiz üzere Leyla Zana ile başlayan yemin krizi HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da Milletvekili yemininden imtina etmesine neden oldu.Bu süreç içerisinde Leyla Zana eğer Güvenlik Güçleri bölgeden çekilmemesi durumunda Ölüm orucuna başlayacağı yada kendisini yakacağını söylediği de kulağımıza gelen bilgiler arasında.
BDP’li Belediyelerin ise PKK’nın hendekli çatışmalarına halktan destek istediği,HDP’nin ise son koz olarak Meclisten çekiliriz kozunu dillendirmeye başladığı yeni süreçte ya Bölgeden Güvenlik Güçleri çekilsin ve Bölge PKK’ya teslim edilsin’in ki adı “ÖZERKLİK” yada biz Meclisi ve Siyasi arenayı kilitleriz tehdidine dönüştü.
Görüldüğü üzere Kandil’in söylemi HDP tarafından emir telakki kabul edildi.
Aralık ayının ikinci haftasında ise CHP ve HDP’li eski Milletvekilleri tarafından TBMM çatısı altında bir toplantı yapıldı ve “İLLE DE BARIŞ,BARIŞ ŞİMDİ” Dövizleri ile bir kaç saatlik açlık grevi yapıldı.
Sözüm ona birbirlerinden farklı olduklarını iddia eden iki siyasi partinin eski Milletvekilleri bir araya gelip sembolikte olsa açlık Grevi yapabiliyor yetmediği gibi her ikisininde açık söylemi Silahlar sussun olsa da gizli söylemi “Yeter artık PKK’yı vurmayın.”olabiliyor.
D.Bakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin PKK tarafından öldürülmesi sonrası cenazesinde boy gösteren CHP’li ve HDP’li Milletvekillerine rağmen törende PKK ve Apo flamalarının açılması tabutuna PKK’nın paçavrasının örtülmesine bile sessiz kalmaları PKK’nın meşrulaştırılma çabası değil midir?
D.Bakır ziyaretinde CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “HENDEK KAZAN ARKADAŞLAR” söylemi ise siyaset tarihimize yeni bir gaf olarak girdi. Kılıçdaroğlu D.Bakır’da ki bu söylemi tepkilere neden olunca aradan bir hafta geçtikten sonra Ankara’da yanlış anlaşıldım dese de kimseyi inandıramadı.Gerekçe olarak ta PKK’yı değil zorla hendek kazdırılan vatandaşlar olarak düzeltmeye çalışsa da kimse sözüne itibar etmedi.
Savcı Selim Kiraz’ın şehit edilmesinde DHKP-C’li teröristlere Terörist Diyemeyen “UNSUR” kavramını kullanan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun D.Bakır’da yaptığı açıklamaları üstüne Eren Erdem’e sahip çıkması kavramsal olarak bir bütünlük oluşturuyor.Keza CHP’li vekillerin PKK tarafından öldürülen D.Bakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin cenazesinde takındıkları tavır ve Eski CHP’li Milletvekillerinin HDP’nin Eski Milletvekilleri ile birlikte TBMM çatışı altında toplanıp aynı söylemlerde birlikte hareket etmesi de bu bütünlüğü tamamlıyor.
HDP’li Milletvekillerinin Halkın PKK’yı ve Hendekli kaosu desteklediğini söylemesi ise tam bir traji komik bir hal almış vaziyette,Acı olan ise Doğu ve Güneydoğu da PKK Teröründen kaçan masum halkın daha güvenli olarak gördüğü il ve ilçelere kaçışını durdurmak için HDP ve BDP’lilerin çabaları…
Halk eğer PKK’yı ve Hendekli PKK Terörünü destekleseydi halkın güvenli gördüğü Türkiye içerisinde bölgelere değilde Suriye’de PYD kontrolündeki bölgelere göç etmez miydi? sorusuna HDP’nin cevap bulamaması ise bölge partisi değilde, PKK’nın sözcüsü kavramını HDP’ye yüklemiyor mu?
Kandil’in Meclisten çekilin sözünü emir telakki eden bir HDP,HDP ile de ilkesel olarak birlikte hareket eden bir CHP, Halkta CHDPKK algı oluşturmuyor mu?
En büyük tepkiyi ve cevabı ise Evini, barkını İş yerini,Bağını,Bahçesini,Tarlasını bırakarak bölgeden kaçan Halk vermiş olmuyor mu?
2016’nın ilk ayları HDP’nin Bak PKK’yı vurmayı bırakmazsanız Meclisten çekiliriz tehdinin yaşandığı Halkın bölgeden kaçışını ise durdurmak için her türlü entrikanın oynandığı,Halkın Terör İstemiyoruz söylemine HDP’nin kulak tıkayacağı aylar olacak…
Kürt halkının Terörden dolayı bölgeden kaçmasını sağlayan PKK’nın bölgeyi Suriyeleştirme çabalarına o bölgeden oy alan HDP nasıl ve neden tepkisiz kalıyor?
Tabii ki Türkiye Cumhuriyetinin de PKK’yı bitirmek için operasyonlara hız vereceğini söylememiz kimseyi şaşırtmamalı,Üniter Devlet olmanın gereğini Türkiye yapacaktır…
2016 yılı #CHDPKK’nın bas bas bağırdığı ama kimsenin dikkate almadığı, Türkiye Cumhuriyetinin ise emin adımlarla gerek bölge gerekse Dünya siyasetine yön vereceği bir yıl olarak bizi bekliyor…
Ne diyelim,
2016 yılı Vatanımıza,Milletimize,Ümmeti Muhammed’e Hayr olsun…