Mitsubishi Electric Türkiye Başkanı Fujisawa, “Büyüyen Türkiye’nin gelişimine ortak olmaya ve bu ülkeye yatırım yapmaya devam edeceğiz” dedi.
Mitsubishi Electric Türkiye Başkanı Masahiro Fujisawa, jeopolitik konumu nedeniyle pek çok açıdan avantajlı olan Türkiye’nin hızlı büyüme potansiyeli ve genç nüfusu ile birlikte değerlendirildiğinde kendileri için öncelikli pazar olduğunu belirterek, “Büyüyen Türkiye’nin gelişimine ortak olmaya ve bu ülkeye yatırım yapmaya devam edeceğiz” dedi.
Fujisawa, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mitsubishi Electric’in Türkiye’deki yatırımları ve projelerini değerlendirdi.
Türkiye’nin gücüne ve enerjisine inandığını belirten Fujisawa, “Türkiye’nin endüstrisi ve teknolojisiyle üretkenliğinin daha da artacağını, katma değeri çok daha yüksek ürünler üreteceğini ve dünyanın ileri ekonomileri arasındaki yerini alacağını düşünüyoruz. Bu düşüncemiz, Türkiye’nin gerçekleştirdiği Marmaray projesi, inşa etmekte olduğu köprü, baraj, tünel, havalimanı gibi çok sayıda projeyle de doğrulanıyor. Biz de Mitsubishi Electric Türkiye olarak, üstün teknolojiye sahip, enerji verimli, çevreci, yenilikçi ürün ve hizmetlerimizle Türkiye’ye katkı sağlamaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“Türkiye öncelik verdiğimiz bir ülke”
Fujisawa, Türkiye’de temelde fabrika otomasyonu, ileri robot teknolojileri, klima sistemlerinin satış ve satış sonrası hizmetlerini sürdürdüklerini ifade ederek, “Bunların yanı sıra uydular, asansör, görsel veri sistemleri, güç kaynakları ve ulaştırma bağlantılı altyapı işlerine de destek veriyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“Türkiye altyapıda hızlı ilerleyecek”
Türkiye’deki sanayi tesisleri ve altyapı projelerindeki elektrik, otomasyon, taahhüt çalışmalarına talip olduklarını açıklayan Fujisawa, ülkedeki bina, havalimanı ve köprü gibi çalışmalara dikkati çekti.
“Ertuğrul 1890 filminde rol aldım”
Türk-Japon dostluğunun gerçek hikayesini iki tarihi olay üzerinden anlatan “Ertuğrul 1890” filminde küçük de olsa rol aldığını anlatan Fujisawa, şunları kaydetti:
“Ertuğrul 1890 filmini tavsiye ederim. Film, 1890’da 600’ü aşkın mürettebatıyla fırtınaya yakalanarak, Japon karasularında batan Osmanlı fırkateyni Ertuğrul’un hazin hikayesini ve 1985’te 215 Japon vatandaşının Türk Hükümeti’nin talimatıyla Türk Hava Yolları tarafından İran-Irak savaşından kurtarılmasının çarpıcı gerçek öykülerini anlatıyor. Ben de filmde Tahran’dan kurtarılan 215 kişiden birini oynuyorum. Filme dahil olma sürecim, Türkiye’de yaşayan Japonların ve benim de üyesi olduğum bir derneğin çağrısı ile başladı. ‘Yaklaşık 200 kişiye ihtiyaç var’ dediler, biz de sabahın 5’inde çekime gittik. Benim için çok anlamlı bir anı olarak kalacak. Bu film Türk-Japon dostluğunu anlamak için çok önemli bir yapıt.”
AA