Son günlerde Almanya’dan doğan (Ne hikmetse ya Amerika ya Almanya ya da Japonya’dan doğar tüm yönetim sistem yaklaşımları) ve dünyaya yayılan Endüstri Devrimi 4:00 kavramı işleniyor.
Tüm devrimlerin başlangıç ve bitiş özelliklerini incelediğinizde “ulaşım ve haberleşmenin” insan hayatını farklılaştırdığını görüyorsunuz. Bazı sektörler ölüyor bazı sektörler doğuyor. Bilgisayar yokken onsuz yapılamayan bir dönem geliyor. Elektrik güncelliğini yavaş yavaş yitiriyor.
Sizlerde bir girişimci olarak bunu önceden hissediyor ve hazırlığını yapıyorsanız büyük fırsatlar yakalıyorsunuz. Aksi halde hayati fırsatlara bakakalıyorsunuz.
Endüstri 4:00 kavramı içerisinde “big data” pek çok kişinin “büyük veri” bizim ise “hayati veri” olarak tercüme ettiğimiz bir kavram.
Big data “her şeyi ölçmeyi” ve “ölçülen şeylerin” yorumlanarak işlenmesini tavsiye ediyor. Misal olarak Türkiye’nin ekmek üretim ihtiyacı kaç adettir. Bölgelere göre dağılımı nedir? Bugün Bursa’da kaç adet ekmeği hangi fırınlar üretmeli? Çok basit gibi duran bu sorular aslında hayati önem taşıyan suallerdir.
İhtiyacınız 1 milyon adetken siz 1 buçuk milyon üretirseniz gelecekten yersiniz. 900 yüzbin üretirseniz de risk oluşur. Tam zamanında doğru yerde, doğru zamanda üretim yaparsanız israfı önler tasarruf sağlarsınız.
Doğru yönetim doğru ölçme ile başlar. Sonra ölçtükleriniz arası etkileşimi görmelisiniz. Tüm bunlardan sonra geleceğe ait tahminleriniz tutarsa fırsat kaçmaz.
Aksi halde sürekli kaçan fırsatlarla baş başa kalıp olmanız gereken yerde olamazsınız. Endüstri Devrimi 4:00 fırsatını kaçırmamayı umuyor alın terinden çok beyin teri dökmeye çabalamanızı tavsiye ediyorum.
Bu sebeple “big data” büyük data değil “hayati data” olduğunu vurgulayarak hoşçakalın diyorum. Fakat unutmamamız gereken bir kanuda “big hacker”ların varlığı.