Bazen idrak yollarını açmak için maksatlı ve dahi hiç sorulmayan soruları sormak gerekiyor.
Zira insan beyninin ALGI ile yönetildiği günümüzde gayet iyi biliyoruz. Bu sebeple bize sunulan her bilgi kirli ve her söylenen doğru değil.
Hele hele Sami Gündoğdu dediğimiz adama Süleyman Demirel de denebiliyorsa, Hüseyin Feyzullah’a Alparslan Türkeş dediysek her bilgiye ve bize empoze edilmeye çalışana temkinli olmamız gerekiyor.
Şahsım adına nelere temkinliyim sizinle paylaşayım dedim. Mesela Usame Bin Ladin’in öldürüldüğü bilgisine…
Sizce öldü mü? Öldürüldü mü? Yoksa bir sahil kasabasında gününü gün mü ediyor?
Sanırım Usame Bin Ladin’in öldürüldüğü bilgisine temkinle yaklaşan çok oldu ki, Zero Dark Thirty filmi çekildi.
Yani ALGI operasyonun en önemli merkezi olan Hollywood “ARKADAŞIM, USAME ÖLDÜ İŞTE NE KARIŞTIRIYORSUN!” diye seslendi.
Aynı senaryoyu Saddam üzerinde de oynadılar. Hiç bulunamayan kitle imha silahları, 3-5 günde teslim edilen koskoca bir ülke ve aynı Ladin misali bir ölünün fotoğrafı…
Yani ALGI merkezinin kurucuları bize bir fotoğraf gösteriyor. Bu ölü adam Usame Bin Ladin veya Saddam diyor ve bizde inanıyoruz öyle mi?
İyi de bu ALGI merkezi daha dün “PARDON PKK-PYD ilişkiliymiş” demedi mi?
Yani yarın biri çıkıp pardon Usame ölmemiş, Saddam aramızda derse şaşırmayın.
Bakın mesela Ladin üzerinden nasıl bir ALGI yürüttüler.
2007 yılına geri gidersek birçok istihbarat raporunda ve gazete küpüründe Usame Bin Ladin’in böbrek yetmezliğinden öldüğü vardır. Lakin gelin görün ki, Usame’nin böbrek yetmezliğinden ölmesi kimsenin işine gelmemiştir.
Peki onlar ne yaptılar?
2007’de öldü denilen Ladin’i gömüldüğü yerden çıkarıp 2011 yılında BAŞARILI bir operasyonla tekrar öldürürler.
Sanırım şöyle söylersek yanlış olmayacak. ABD, Ladin’in etinden, sütünden ve hatta ölüsünden 2 kez faydalanarak ALGISINI yönetti. Öyle yönetti ki, ABD halkı Obama’nın “Ladin öldürüldü” açıklamasından sonra sokaklarda kutlama yaptı. Yani bir nevi HAŞHAŞ aldılar.
Obama’nın 2. kez seçilmesinin kodlarından biri Ladin’in tekrarlanan ölümü oluverdi.
Hani Öcalan’ın CIA’den teslim alınması ile 28 Şubat Post Modern darbesinden sonra kurulan ve halk desteği az olan Ecevit hükümetinin bir şekilde millete sempatik gösterilmesi misali…!
Şimdilerde genelde Obama dediğimiz zat 2009 yılında Dünya’ya ve biz Müslümanlara nasıl pazarlandı hatırlar mısınız?
BARACK HÜSEYİN OBAMA ismiyle…
Başkanlık yemin töreninde HÜSEYİN ismini “Barack H.Obama” diyerek yok eden zihniyet bizi yine başka bir oyunun içine çekiyordu.
Obama, Başkan seçilir seçilmez “Müslümanlarla çatışmak istemiyoruz” demişti.
Peki şimdilerde Müslümanlarla çatışmak istemeyen OBAMA kaç Müslümanın katledilmesine sebep oluyor dersiniz? Kaç Müslümanın annesiz-babasız-evlatsız kalmasına sebep oldu dersiniz?
Rusya masumların hastanelerini bombalarken susan Obama değil mi? Esed varil bombalarını masumların üstüne atarken susan Obama değil mi? Halep yanarken susan Obama değil mi?
2012 yılında Mısırlı ünlü gazeteci Hasaneyn Heykel, Blackwater için şu an Suriye’deler ve operasyon yapıyorlar dediğinde Obama sağır mıydı?
TÜRKİYE masumlar için GÜVENLİ BÖLGE diye bağırırken PYD ve DAEŞ’in istekleri doğrultusunda güvenli bölgeye hayır diyen Obama değil miydi?
Şöyle izah edelim seçilirken ALGI için “HÜSEYİN” olan isim, görevlerini yaparken OBAMA oldu.
Dün 1-2 fotoğraf yayınlayarak Ladin ve Saddam’ın sonuna inanmamızı isteyen AKIL, şimdi DAEŞ’in kanlı videolarına inanmamızı istiyor.
Onların MONTAJ teknolojileri varsa BİZİMDE çok DERİN bir tarihimiz ve gören gözlerimiz var.
Yemezler..!
Kemal Furkan