Bu ülkede yaşayan, devletin sunduğu hizmetlerden yararlanan vatandaşlar olarak hepimizin devlete vergi ödemesi gerekir. Bu yükümlülük aynı zamanda Anayasamızın 73. Maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür” tanımlanmıştır.
Ödediğimiz vergiler ile devlet bizlere çeşitli olanaklar sağlamaktadır. Devlet, vatandaşlarının çok daha rahat yaşayabilmesi için, biz vatandaşlardan aldığı vergiler ile halkına çeşitli kullanım olanakları yaratır. Bu olanakları; eğitim alınan okulların yaptırılmasından, kullanılan suyun veya harcanan elektriğin evlere getirmesine kadar birçok kamu hizmeti olarak sayabiliriz. Vergi ödemek, bir ülkede yaşayan her vatandaşın en kutsal görevlerinden biri olmalıdır. Devletin de bu vergilerden topladıklarıyla en iyi şekilde hizmet sunması, vatandaşlarına karşı yerine getirmesi gereken en önemli görevlerden biridir.
Ülkemiz açısından vergi bunlardan çok daha önemlidir. Çünkü 2015 yılı devlet bütçemize baktığımızda; bütçe gelirlerimizin % 86,1’ inin vergi gelirlerinden oluştuğunu görüyoruz. Bu şu anlama gelmektedir: “Ülkemiz için vergi hayati önem taşıyor”.
Fakat buna rağmen vergi mükelleflerinin vergi inceleme sonuçlarında gördüğümüz, kayıt dışının yüksek oluşudur. Bu durum ise, Maliye Bakanlığı’nı, Gelir İdare’mizi vergi kayıp ve kaçaklarını önleme yolunda yöntemler geliştirmesini zorunlu kılıyor.
İşte bu yöntemlerden biri de risk analizidir. Son dönemlerde vergi incelemesine giren vergi mükelleflerine gelen vergi inceleme yazılarında, “risk analizi” tanımlamasını görmekteyiz.
Peki, Nedir Gelir İdaresinin Artık İncelemede Ölçü Aldığı Bu Risk Analizi?
Mükellefler tarafından sunulan bilgi ve belgelerin yanında, finans kuruluşlarından, mükellefle iş ilişkisi olanlardan, SGK, tapu, Gümrük İdaresi gibi kamu kurum ve kuruluşlarından ve diğer her türlü kaynaktan elde edilen veriler derlenerek, nitelikli veri haline getirilmektedir. Bu veriler Vergi Denetim Kurulu (VDK) bünyesinde kurulmuş bulunan Risk Analiz Merkezinde risk analiz programları kullanılarak analize tabi tutulmaktadır. Risk analiz programları kullanılarak yapılan analiz ve mukayeseler neticesinde, riskli sektörler ve mükellefler ile risk alanları ve dereceleri objektif olarak belirlenmekte, Mükelleflerin faaliyetleri, gruplar ve sektörler itibariyle mukayeseli olarak değerlendirilmekte ve risk alanları tespit edilmektedir. Bu şekilde incelenecek mükellefler tespit edilmektedir.
Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, kullandığı bu programların dışında, 30’u aşkın devam eden otomasyon projesi ile önümüzdeki dönemlerde risk analizini yapmada daha da güçlenmiş ve daha fazla denetim yapabiliyor olacaktır.
Vergi incelemelerinin 2011’de 16 bin, 2012’de 46 bin, 2013 yılında ise 71 binin üzerine çıktığını görmekteyiz 2014 yılında ise inceleme oranının 55 bin incelemeye indiğini görmekteyiz. 2014 yılında incelenen mükellef sayısındaki azalmanın nedeni, yıl içerisinde işe başlayan yaklaşık 4.500 vergi müfettiş yardımcısına verilen eğitimler nedeniyle, 2013 yılına kıyasla işgücünün önemli bir kısmının eğitimle görevlendirilmesidir. Her geçen gün kendini daha fazla geliştiren Maliye Bakanlığının bu incelemelerinin 2016 yıllında daha da artarak devam edeceğini, denetim ve inceleme sayısında büyük artış olacağını, söylemek yanlış olmaz.
Vergi Denetim Kurulu’nda risk analizinin amacı, sınırlı zaman ve kaynakların en uygun düzeyde kullanılarak, denetim faaliyetlerinin verimliliğinin artırılmasını sağlamak, veri ambarında bulunan mevcut verilerin daha etkin bir şekilde analizlerde kullanılarak, işlevselliğini arttırmaktır. Risk analiz sistemi ile incelenecek mükelleflerin seçiminde öncelikli olarak; vergi kayıp ya da kaçağı riski yüksek olan mükelleflerin ve/veya sektörlerin belirlenmesi amaçlanmaktadır,
Risk Analiz Sistemi Nasıl Çalışır?
Gelişen teknolojinin imkânları da iyi kullanıldığından, sistemle hangi mükelleflerin denetlenmesi gerektiğine yönelik gruplar veya sektörler rahatça saptanabilmektedir. Sadece bununla da kalınmayıp, risk alanları da rahatça belirlenmektedir. Bu çerçevede belirlenen risk alanlarındaki mükellefler objektif kriterler baz alınarak tespit edilmektedir.
Vergi Denetimlerinde Sadece Risk Analiz Sistemi mi Kullanılır?
Vergi Müfettişleri denetimlerini, sadece risk analiz sistemi verilerine göre yapmamaktadır. Denetim yapılacak mükelleflerin yüzde 90’ının risk analiz sisteminin çıktılarına göre belirlenmesinin yanında;
- İhbar ve şikâyetler dikkate alınarak,
- Çapraz kontroller, teftiş, soruşturma ve incelemelerden çıkan sonuçlardan vergi incelemesine gidebildikleri gibi,
- Maliye Bakanlığı ile bilgi alışverişi protokolü imzalayan kamu kurum ve kuruluşlarına intikal eden vergisel konular içeren hususlar da dikkate alınarak incelemeler yapılmaktadır.
Bu İncelemelerden Korkmalı Ve Ticaretten Kaçmalı Mıyız?
Bu soruyu soran birçok okurum olabilir. Ancak, yıllardır kayıt dışının ülkemize zararlarını anlatırken, vergi mükelleflerimize de önerilerde bulunmaktaydım. Bunlardan bazılarını kısaca tekrarlayacak olursam, bu soruya da cevap vermiş olacaktır:
- Ülkemizde her zaman vergi veren mükellefin güçlü olması, işini büyütmesi ve kar etmesi, devletin arzuladığı bir gerçektir.Çünkü sanayici, ticaret erbabı kar ediyorsa, bu ülkemiz için daha fazla istihdam, daha fazla yatırım demektir.
- İşini iyi, doğru yapan, sorumluluklarını tam anlamıyla yerine getiren, kayıt dışından uzak duran, muhasebesini doğru yürüten hiç bir mükellefin denetimden korkmaması gerekir.
Sonuç olarak; Vergi İdaresinde yapılan tüm çalışmaların kayıt dışı ile mücadeleyi destekleyen, mükellef- idare ilişkisini kolaylaştıran ve vergi idaresini sorun değil, çözüm merkezi yapma çalışmaları olduğunu görmekteyiz. Yine görüyoruz ki; artık eski Vergi İdaresi yok, teknolojiyi, bilgiyi kullanan, iletişim ağı genişlemiş, kontrol mekanizmaları sıkılaştırılmış yeni bir Vergi İdaresi olarak, Türkiye’nin en hızlı değişen ve gelişen kurumu olmuştur. Bu değişim, ticaret yapan firmalarımız ve onların yönetici ve patronlarınca da görülmelidir.
Şirketlerin kayıt dışından uzaklaşarak, ödemelerini bankalardan yapması, Mali Müşavirlerini artık bir muhasebeci gibi değil, bir danışman gibi görmesi gerekmektedir. Mali Müşavirlerimiz de şirketlerinde risk analiz rasyolarını dikkatle inceleyip, gerekli önlemleri almalılar. Ancak, şirket yönetici ve patronları bununla da kalmayıp, aralıklarla firmalarını her an denetime girecekmiş gibi üçüncü bir göze de inceleterek, eksik ve hatalarını tamamlamalıdırlar.