7 Haziran seçimlerinden çok daha önce başlayan ve Suriye’nin yeniden şekillendirilmeye çalışıldığı bir süreç içerisine hızlı adımlarla yürüyoruz ve maalesef Ankara Patlaması da bu adımlardan bir tanesi…
Umalım ki Ankara Patlaması son olsun ama süreci iyi de okumak gerektiğine inanıyorum…
7 Haziran öncesi D.Bakır Patlaması ardından 23 Temmuz 2015’de 6-7-8 Ekim Kobani olaylarından Suruç’a…. demiştim ve 24 Temmuz 2015’de HDP’den IŞİD’i neden vuruyorsunuz tepkisi ile aslında kimin eli cebinde kimin cebinde belli değil sizlere göstermek istedim , 29 Temmuz 2015’de HDP Eş Başkanı Demirtaş’a Demirtaş ve Gladyosu nu sormuştum.1 Kasım seçimleri öncesi ise CIAmaat kanallarının ve yayınlarının biran evvel artık susturulması gerektiğini Türkiye’ye zarar verdiklerini 2 Eylül 2015’de ÖZGÜR BASIN SUSTURULAMAZ yazımda ifade ettiğim gibi daha da azıtacaklarını yazdım. Ve yine Maalesef 10 Ekim 2015’de Ankara’daki Terör Patlamaları nı aslında kimlerin yaptığını net bir şekilde görmemiz gerektiğini ifade ettim.
D.Bakır’da 6-7-8 Ekim 2014 olayları ardından 7 Haziran öncesi D.Bakır’da HDP Mitinginde patlayan bombalar sonra 20 Temmuz 2015’de Suruç saldırısı,10 Ekim 2015’de Ankara’daki Terör Patlamaları 12 ocak 2016’da ise SultanAhmet saldırısı ve Akabinde 17 Şubat 2016’da da maalesef Ankara Patlaması sürecin çok ciddi ve çetin geçeceğinin açık ve net tarifi…
Peki ne oluyor da, Müttefik dediğimiz ülkeler ve dostlarımız var iken sürekli terör ile korkutulmaya çalışıyoruz?
Cevap patlamalarda ve Suriye krizinde düğümleniyor!
Patlamalara bakarsak eğer Bombalar Terör Örgütü PKK’nın kullandığı yapıda,Bombaları koyanlar ve canlı bomba olanlar ise DEAŞ(İŞİD) Terör Örgütü üyesi.haliyle iç içe girmiş ve uluslararası devletler tarafından desteklenen bir yapı söz konusu.En son Ankara Patlaması ise diğerlerinden farklı olarak sadece PKK/PYD’yi işaret ediyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu saldırıyı Salih Neccar isimli bir Suriye’linin işlediğini söyledi,Fakat Van’da bir aile ise ölen teröristin Salih Neccar değil, Abdülbaki Sömer olduğunu iddia etti.Yapılan DNA çalışmasında ise çok enteresan bir sonuca ulaşıldı.Yıllar önce Türkiye’den kaçarak PYD/PKK‘ya katılan ve Kobani’de PYD saflarında savaştıktan sonra Türkiye’ye kanlı saldırıyı düzenlemek için gelen Abdülbaki Sömer’in, Türkiye’ye girip, Göç İdaresi’ne kendisini “Suriye uyruklu mülteci Salih Necar” olarak kaydettirdiği ve parmak izi verdiği ortaya çıktı. Kısaca Abdülbaki Sömer ile Salih Neccar aynı kişi.
Zira Elde edilen bulgulara göre,Suriye’de hem Kürt hem Arap olmak üzere iki Neccar ailesi var. 2015 Temmuz ayında, Kobani savaşı yaşanırken DAEŞ’den kaçarak Türkiye’ye giriş yapan Salih Neccar’ın ailesi Kamışlı’dan. Söz konusu aile ise Suriye Askeri İstihbaratı’nın(Shu’bat al-Mukhabarat al-’Askariyya-SMA) istihbarat toplama amacıyla ilişkide olduğu ‘haber kaynağı’ bir aile. Haliyle Abdülbaki Sömer,Salih Neccar ismini seçmesi de tamamen tesadüf değil, PKK/PYD ortaklığının göstergesidir.
PKK ve PYD/YPG birlikteliğini her defasında deklare etmiş olsalar da ABD ve AB ile Rusya her iki örgütünü birbirinden ayırıp PKK’yı Terör örgütü listesine koyar iken PYD/YPG’yi ise DEAŞ ile sözüm ona savaştığı için Kahraman ilan ediyor! Peki Neden?
Ankara Patlaması sonrası patlamayı PYD’nin silahlı kanadı YPG’den Salih Neccar’ın gerçekleştirdiği ortaya çıkarken beraber Salih Müslim patlama bizim ile alakası yok derken Salih Neccar’ı tanımıyoruz derken PKK’nın elebaşılarından Cemil Bayık ise saldırıyı üstlendi ve saldırılarımız daha da artarak devam edecek dedi. Cemil Bayık sıkışan PKK’nın kurtuluşunun sansasyonel saldırılarda olduğunu düşünürken Salih Müslim neden çark etti peki?
Ankara Patlamasında YPG/PYD/PKK işbirliği bu kadar net iken Salih Müslim’in saldırıyı red etmesi kendisini Terör Örgütü olarak görmek istemeyen Küresel Güçlerin yani AB,ABD ve Rusya’nın telkininden başka bir şey olmayacağı açık ve nettir.Zira Salih Müslim bu saldırıyı üstlendiği anda Türkiye’nin direk hedefi olacağı gibi Türkiye’nin olası Suriye’de yapacağı bir operasyon’da Küresel Güçlerin PYD/YPG Terör Örgütünü savunacak herhangi bir tutunacak dalı kalmayacaktır.Ayrıca Türkiye’nin Suriye operasyonu’nu da meşru hale getirecektir.
Şu aşama da PYD/YPG ile Esed yönetimi de organik bağını kabul etmiş iken tamamen savunmasız kalacak PYD/YPG Terör Örgütü bir anda yok olacak akabinde de Filistin devletinin tanınmaması için her türlü yola başvuran İsrail Devleti’nin de desteklediği Marksist-Leninist Kürdistan Devleti hayal olacaktır.
Kürdistan Devleti’nin hayal olması ise Büyük İsrail Projesi’nin (Büyük İsrail ve Türkiye – 1 ve Büyük İsrail ve Türkiye – 2 ) tamamen bitişini hazırlayacaktır.
Hem bölge’de yeni bir piyon Kürdistan ,Büyük İsrail’in hazırlanması ve Petrol üzerinde tam hakimiyet! Nasıl politika ama!
Haliyle Salih Müslim Marksist/Leninst Kürdistan hayali kura dursun,Küresel Güçler bu kadar hesap yapıp,Kan akıtıp Para harcarken Ankara Patlamasını biz yaptık dedirtir mi?
Salih Müslim yerine terör örgütü olarak gördükleri PKK’nın Ankara Patlamasını üstlenmesinden bilakis mutluluk duyarlar.Zira bu şekilde hem PYD/YPG Korunmuş olur hemde politikalarını aynı şekilde sürdürme imkanı bulurlar.
Ama takdir edersiniz ki Küresel Güçlerin Avrupalı ve ABD’li Ajanlarla PYD/YPG’ye bu kadar destek olurken bu Terör Örgütü’nün Türkiye’yi daha önce tehdit ettiğini hatta bununla ilgili Video yayınladığını unuttular!
https://youtu.be/U5jA7EiXQsc
Geçtiğimiz hafta Twitterde @SarikayaOrhan hesabımda IKBY Başkanı Mesut Barzani’nin Başkanlık Sistemini çözdüğünü ve Kürt Bölgesinde bir Referandum ile Türkiye’ye bağlanmanın oylanmasına az bir zaman kaldığından bahsettim.
Türkiye’nin YPG’yi vurmasının en büyük sebebi ise hepimizin bildiği AZEZ Bölgesinin PYD/YPG’ye geçmesini önlemek,Peki Azez Bölgesi Halep için geçiş kapısı anlamı taşırken diğer taraftan’da IKBY Bölgesi ile bağlantımızın kesileceğini herhalde hiç kimse tahmin etmemiştir.
Azez hem bizim Halep kapımız hemde IKBY ile bağlantımızdır. Azez düştüğü anda IKBY’nin de İran’a teslim olması demektir.Kaldı ki PYD/YPG’yi İran boşu boşuna Esed güçleri bir olup desteklemiyor.
Ortada bu kadar çok açık net görülen bir tablo var iken Salih Müslim Ankara Patlamasını üstlenir mi? Tabii ki üstlenmez,Nasıl olsa onun yerine üstlenecek olan Taşeron PKK hazır…
Yine Terör Örgütü PYD/YPG’nin Türkiye’deki kolu PKK,Diyarbakır’da Askeri aracın geçişi sırasında 1 tonluk yola döşediği mayını patlatması ve 6 şehit vermemiz,IKBY Petrolünün akışının sağlandığı Kerkük-Yumurtalık boru hattına Şanlıurfa il sınırları içinde PKK tarafından sabotaj düzenlenmesi akabinde petrol akışının durdurulması bölgede hayal edilen Marksist-Leninst Kürdistan devleti için çabalayan ve bu Terör Örgütlerini gerek Askeri Mühimmat gerekse Parasal yardımda bulunan Küresel Güçleri oldukça memnun etmekte.
Öte yandan IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani, yerel medyaya yaptığı açıklamada, “PKK, Kuzey Irak Bölgesi’nin içişlerine müdahale etmekten uzak dursun. Enerji ve doğal gaz sevkiyatının PKK’yı ilgilendiren bir yönü yoktur.” diye dursun IKBY’nin olası Türkiye’ye ilhak olma çabasını gören ve iç içe giren PKK/PYD/YPG Terör örgütleri birlikte hareket ederek bu saldırılarını yoğunlaştıracağı gibi IKBY’nin Türkiye’ye yakın politika izlemesi en büyük sıkıntıları ve Kurmayı planladıkları Marksist/Leninst Kürdistan için en büyük engel olarak görmekteler…
Aklımdayken son bir not daha vereyim sizlere Ne ABD,Ne AB,Ne de Rusya Ankara Patlamasını PYD/YPG yaptığı bu kadar açık ve net iken ipe un sererek onun yapmadığını yada bu patlamayı kimin yaptığı hakkında bir sonuca ulaşamadıklarını söyleyerek kurmayı planladıkları Kürdistan Devleti politikalarına devam edeceklerdir.Hiç kimse AB,ABD ve Rusya’nın PYD/YPG’yi Terör Örgütü olarak ilan edeceğini beklemesin….
Son olarakta sizlere 18 Şubat 2016’da 200’den fazla sözüm ona kendilerini aydın ilan edenlerin PYD/YPG’ye sahip çıkmasının nedenlerini görmek için Çözüm Süreci ve Recep Tayyip Erdoğan yazısını tavsiye ediyorum.Ve Vakti olanlar içinde Patlayan HDP yazım Ankara Patlaması için ışık olacaktır….