Uluslararası İlişkilerde, her devlet kendi milli menfaatlerini maksimize etmek ister. Bunu yadırgamak abes. Bazen sert güç kullanılır, bazen de yumuşak güç unsurlarından istifade edilir.
Bugüne kadar; ABD güç kaybedecek, ABD yıkılacak, ABD devrilecek mahiyetinden pek çok tez ortaya atıldı. Ancak, Trump’un Kuzey Kore lideriyle görüşmesi, Pax-Amerikana’nın artık inişe geçtiğinin en belirgin işaretlerindne biri olarak tarihe geçecektir.
Amerikan başkanı Donald Trump’ın Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’la 2 Haziran 2018 tarihinde Singapur’da bir araya gelmesi, ABD’nin temsil ettiğini iddia ettiği bütün kıymetlerle taban tabana zıt bir adım.
Kuzey Kore; insan hakları ihlalinde dünyada eşi benzeri olmayan bir rejim. Demokrasinin “D”si yok. Üstelik Nükleer silahlarını ABD ve diğer demokratik devletlere karşı kullanacağına dair tehditler savuran bir lider tarafından idare edilmekte.
Bir taraftan “Bunlar Anti-demokratik” diye, silah zoruyla Orta Doğu’daki rejimleri yıkacaksın; öbür yandan Totaliterliğin âlâsı Suudi Arabistan’la kuzu sarması gibi müttefik olacaksın.
Sovyetler Birliği, Osmanlı, Roma İmparatorluğu ve hatta Hitler Almanyasının dahi samimiyetle bağlı olduğu, müdafaa ve temsil ettiği bir kıymetler manzumesi vardı. Bu devletler, mevcudiyetleri nihayet bulana kadar, üzerine inşa edildikleri ideoloji, inanç veya mefkureye sadık kaldılar.
(Hayalî de olsa) Amerikan rüyasını bitiren yine Amerika’nın kendisi oldu. Demokrasiye sadece bir bahane/enstrüman olarak baktığı; insan hayatını ve insan haklarını zerre umursamadığı; dış politikasının hiç bir prensibe ve hiçbir kıymete dayanmadığı bütün dünya tarafından alenen ve bariz bir şekilde görüldü.
Pek çok Amerikalıyla iş yaptım, tanışıklığım oldu. Sade Amerikan vatandaşları ekseriyetle sade ve kendi halinde insanlar. Amerikan dış politikasını tespit ve tatbik edenlerle sade Amerikan vatandaşları arasında mütenâsip bir münasebet görmedim. Devlet olarak “ABD” veya “Amerika” denildiğinde zihnimizde ve algımızda canlanan imajın sade Amerikalıları tarif edemeyeceğini söyleyebilirim.
Amerikan vatandaşlarının artık uyanmaları gerekiyor. Kendilerini idare edecekleri seçerken, uyur gezer misali rey kullanmamaları, daha şuurlu olmaları lazım.
Hiç kimse durup dururken keyfinden Amerikan-muhalifi olmaz. Amel, aksülamel doğurur. Amerika’nın çarpık ve gayrimeşru siyasetidir Amerikan aleyhtarlığını doğuran.
Saddam’ı uydurma raporlarla Nükleer silah var bahanesiyle devrilmesini, Irak’ın yerle bir edilişini, milyonlarca insanın telef oluşunu… Amerikalılar görmüyorlar mı? Ya CIA ajanı Bin Ladin saklanıyor diye Afganistan’ın cehenneme çevrilmesini? Milyarlarca dolar kazandırıyor diye Suudi Arabistan’ın diğer (güyâ) anti-demokratik devletlerden ayrı tutulmasını? Mısır’da halkın seçtiği Mursi’nin silah zoruyla devrilmesine göz yumulmasını? Bu liste uzar gider.
Netice olarak, Amerika Birleşik Devletlerinin çöküşünü hızlandığını düşünüyorum.