Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, geçen hafta Almanya’ya yaptığı ziyarette görkemli bir törenle karşılandı.Sn. Cumhurbaşkanı, BM konuşmasında olduğu gibi Almanya’da da gerek basın toplantısında ve gerekse Alman Cumhurbaşkanının akşam yemeğinde icap ettiğinde sözünü sakınmadı. Gerçekleri protokole feda etmedi. Milletinin arzu ve hislerine tam tercüman oldu.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya ziyaretini “bazı fikir ayrılıklarımız olsa da dostluğumuzu pekiştirdik” cümlesiyle değerlendirdi.Bu ziyarette bir de ilk yaşandı.
Federal Başbakan Angela Merkel, ilk defa olarak “FETÖ organizasyonu” diye konuştu. Daha evvel yumuşak ifadeler kullanıyordu. Buna rağmen Türkiye kamuoyu, memnun olmamıştır. Cümledeki tek değişiklik “Gülen” isminin yerini “FETÖ” kelimesinin almasıdır. Sn. Merkel, “FETÖ” demiş fakat bu terör örgütünün bütünüyle Almanya’dan süpürülüp atılacağını söylememiştir. PKK ve diğer bazı terör örgütleri için de bir taahhütte bulunmamıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sadece “terör örgütünün paçavraları şehirlerinizi kirletmemeli” sözü değil, daha başka sözleri de Alman muhatapları tarafından suskunlukla karşılanmıştır.
Diğer yandan yalnızca Can Dündar’ın basın toplantısına iştirakinde akredite edilmesi değil, bazı gösteriler de tertip kokmuştur. Mezkûr örgütten nemalandığı anlaşılan bazı Alman gazeteleri ise FETÖ taşeronluğu yapmıştır.Bu arada Türkiye’de faaliyet gösteren bazı Alman şirketlerinin yöneticileri “Türkiye şartlarını hazırlasın; bir asır daha Türkiye’de kalalım” talebinde bulunmuşlardır. Bizde buna muhalif olan yoktur:Türkiye ve Almanya, sadece ticaret ve ekonomide değil, siyasette de yekdiğerine lazımdır.
Türk-Alman dostluğunun temelleri II. Abdülhamid ve II. Wilhelm zamanında atılmıştır. Alman muhabbeti, 1908-1918 yılları arasındaki İttihadçı dönemde ifrata kaçmış, 1920-1940 Erken Cumhuriyet Döneminde ise aynı ifrat bu defa İngiltere’yle yaşanmıştır.Almanya ve Türkiye, Büyük Cihan Harbi’nde aynı hüsranı paylaşan iki eski arkadaştır. Almanya, daha sonra bir de Hitler çılgınlığı yaşayarak II. Cihan Harbi’nin de mağlubu olmuş, ülkesi ikiye bölünmüştür. Enkaza dönen bu memleketi 1962’den itibaren ayağa kaldıran esas unsurlardan biri de Türk emeğidir.
Bugün bu ülkede 3 buçuk milyon Türk vardır. Bugün 3. 4. Nesil Türklerin 4 yüz bin iş yeri faaliyettedir. Dedeleri buraya işçi olarak gelen torunlar, şimdi Almanların işverenidir. Bu da hayatın bir gerçeğidir. Trump da Almanya’dan Amerika’ya göçmüş Alman muhaciri bir aileye mensuptur.Şu da var ki Avrupa ülkeleri, Ankara’yla münasebetlerini tartarken münhasıran Batı Türkleri’ne bakmamalılar.
Türkiye, bugün Abdülhamid-i sâniden sonra dünya Müslümanları nezdinde ilk defa bu kadar değerli ve tabi olunmaya layık yüksek seviyededir. Nüfuz hesabında yalnızca 3,5 milyon Türk nazarı itibara alınırsa yanıltıcı olur. Milliyet unsuruyla birlikte daha gerçekçi olmak adına Müslümanlıkla ele alınmalıdır. Avrupa’daki Türkiye lobisinde şu veya bu ölçüde Müslüman nüfus ve nüfuz vardır. Nitekim Köln’de açılan ve daha başka merkezî Avrupa ve Alman şehirlerinde de açılmasını beklediğimiz Cami, münhasıran Türklere hizmet vermeyecektir.
Camiler, İslam ümmetinin müşterek mülküdür.Almanya’nın bugünkü ve yarınki idarecileri şunu asla unutmamalı ki Türkler, her şeyi affedebilir fakat samimiyetsizlikle vefasızlığı affetmez Trump Amerikası “stratejik ortağız” derken diğer taraftan da vatanımızın birlik, dirlik ve bütünlüğüne düşman terör örgütlerine, ton üstüne ton silah yardımı yağdırmaktadır.
Beyazsaray’ın hem bu çifte standardı ve hem de bize ekonomik savaş açması, Türkiye’ye Soçi ve Berlin buluşmalarını yaşatmış, her iki buluşma da verimli olmuştur.ABD, Rusya, Almaya ve diğerlerinin Türkiye’ye rağmen Orta Doğu’da varlık göstermeleri gayet problemlidir.
Biz, bulunduğumuz iklimi ne sömürürüz ve ne de sömürülmesine izin veririz. Bizim sicilimiz temizdir. Biz “herkes kazansın, herkes insanca yaşasın, herkes hür olsun” diyoruz. Bu sebeple Almanya, Türk Milletinin terör ve Suriye mevzuunda ne dediğine dikkat etmelidir. Berlin’dekiler, bunları anlar ve samimi olurlarsa ticari ortaklıklar da bir asrı daha arkada bırakabilir.
Rahim Er