Bugünden itibaren ABD yönetimi, Çin’den ithal edilen 34 milyar dolar değerindeki 800’den fazla ürüne yüzde 25 ek gümrük vergisi uygulamaya resmen başladı. Çin Hükümeti de bu duruma misilleme olarak ABD’den ithal edilen bazı ürünlere ek gümrük vergileri koyacağını açıkladı. Amerikan Başkanı Donald Trump ise ticaret savaşlarının Amerika’nın çıkarları için olumlu ve kazanması kolay bir savaş olduğunu iddia etti. Ancak bu savaşların Amerika’ya fayda sağlayacağına Bay Trump dışında inanan yok!
Trump’ın böyle bir adım atmasının ardında iki neden bulunuyor. İlk neden ABD ile Çin arasındaki ticaret dengesizliğine bağlı olarak Trump’ın, Çini ABD’yi açık bir pazar haline getirmekle suçlaması. 2,4 trilyon dolar ile dünyanın en büyük ithalatçısı olan ABD, başlıca ithalatını 526 milyar dolar ile Çin’den yapıyor. Buna karşılık Çin’e sadece 130 milyar dolayında ihracat yapmakta. İkinci neden ise Tump’ın, Çini bir takım haksız taktiklerle Amerikan teknolojisini çalmakla suçlaması. Eskiden sadece büyük markaların üretim üssü olan Çin, artık kendi markalarını üretmeye başlamış durumda. Böylece ABD’li markalarla rekabet etmeye başladı. Öyle görülüyor ki bu durum da Trump’ın canını fena sıkmışa benziyor.
Çin tarafından yapılacak misilleme ise otomotivden soya fasulyesine kadar bir çok ABD’li üreticiyi fena halde hırpalayacak. Örneğin ABD’li çiftçiler ürettikleri soya fasulyesinin % 60’ını Çine satıyorlar. Çin’de daha yüksek tarife ile karşı karşıya olan ABD ihracatçıları zor bir seçim yapmak zorunda. Ya karlarından vazgeçecekler ya da ek gümrük tarifesinden oluşan maliyetleri Çinli tüketicilere yansıtacaklar. Bu durum ise ürünlerini daha az rekabetçi hale getirecek. Kısacası bu savaşın her kesimden üreticiyi zora sokacağı aşikar.
Ekonomistler ise özellikle bu ticaret savaşı bir yıldan fazla sürerse ABD ekonomisini yavaşlayacağı uyarısında bulunuyorlar. İş dünyasında belirsizliğin artacağını, özel sektör güveninin azalacağını ve böylece hisse senetlerinde de büyük düşüşler olabileceğini belirtiyorlar. Ayrıca bu durumdan kurumsal olmayan şirketlerin ve bazı bölgelerin çok daha fazla zarar göreceğini söylüyorlar.
Ülkemiz açısından bu savaşın etkilerine baktığımızda ise oluşacak olan küresel ekonomik durgunlukla birlikte, daralan finansman olanakları bizim gibi gelişmekte olan ekonomileri olumsuz etkileyecektir. Faizlerin yükseleceği, risk algılamasının giderek bozulacağı, gelişen piyasalardan fon çıkışlarının hızlanacağı bu süreçten etkilenmemiz kaçınılmaz gibi görünüyor. Ticari ilişkilerin temelinde olan ‘kazan kazan’ ilkesi Trump’ın akıl dolu! politikalarıyla birlikte maalesef yerini ‘kaybet kaybet” ilkesine bırakmışa benziyor.