Nobel mükafatı almış olan bilim insanımız Aziz SANCAR, bir aralık “Türkiye’de Evrim tartışmaları yüzünden çok vakit kaybedildiğini, kendisinin de Allah a inandığını” ifade etmişti. Ancak ne o, ne de başkaları bu hususta bugüne kadar bir çözüm sunamamış, mesele çözülmeden ve zihinlerde bir berraklığa kavuşamadan kalmıştır. Bu münakaşalara belki de nokta koyacak olan ve pek çok kişinin atladığı çok mühim bir görüşten bahsedeceğiz bu yazımızda.
Bilim tarihinde bugüne kadar en çok münakaşa edilen mevzu nedir diye bir sorulsa galiba cevap “evrim” olurdu. Evrim’in bizdeki eski orijinal ismi tekamüldür. Tekamül, kamil olma, olgunlaşma, değişme manasında bir kelimedir. Biyolojideki manası ise zaman ve çevrenin değişmesi ile canlılarda meydana gelen değişmeler ve farklılaşmaları mevzu edinen bir mefhumdur. Buna göre herhangi bir canlı yaşadığı çevre ve şartların tesiriyle bazı değişikliklere uğrar ve bu değişiklikler o canlının organlarını, görünüşünü hatta genlerini farklılaştırır. Bu sebeple o canlının gelecekteki nesilleri netice itibariyle önceki kuşaklardaki atalarından farklı özellikleri olan bir canlıya dönüşür ve hayatını böylece devam ettirir. İşte evrimin bilimin neredeyse en girift mevzusu ve kırılma noktası olması da burada başlamaktadır.
Tekamülle alakalı görüşler birbirine zıt iki tarafta toplanmıştır. Bunlardan birincisi evrimin ve canlı hayatının tesadüfen başlayarak tek hücrelilerden çok hücrelilere ve daha karmaşık yapılı canlılara doğru, en nihayet maymuna ve maymunun da insana dönüştüğü hipotezidir. Hipotez diyoruz çünkü bilim dünyası bu fikir etrafında bir söz birliğine varamamıştır ayrıca insanın maymundan geldiği veya insan ve maymunun tek bir ortak atadan evrimleştiği mevzusunun bilim adamları tarafından bugüne kadar hiçbir delili etraflı bir şekilde ortaya konamamıştır. Bu sebeple evrim teorisi yerine hipotezi demek daha doğrudur. Evrimle ilgili çalışmaların fikir babası ve bu hususta etraflı ilk bilimsel çalışmaları yapan kişi Charles Darwin dir. Türlerin kökeni(nevlerin menşei) kitabını yazarak meseleyi izah etmiş keşif seyahatlerinde gördüklerini not etmiştir. Aslında enteresan olan şu ki gerek bilim dünyası gerek bazı ideolojiler Darwin’in kitabında ne yazdığından çok, bunu referans alarak yapılan yorumlara bel bağlamışlar ve mevzu çoğu zaman ilmi olmaktan çıkıp ideolojik tartışmalara kaymıştır. Türlerin kökeni kitabının Türkçe tercümesi baskısının internette pdfleri bulunuyor. Oradan inceleyip gördük ki Darwin kitabında insanın maymundan gelip gelmediğinden ziyade canlıların çevreye uyumlarından, üyelerinin yani organlarının nasıl farklılaştığından vs. bahsediyor. Pek çok bilim adamı bugün bu evrimi savunmakla beraber bilim dünyasının bilhassa insanın evrimi hususunda sözbirliği içerisinde olmadığı bilinmektedir böyle olduğu bilim adamımız Aziz SANCAR’ın yukarıda geçen ifadelerinden de anlaşılmaktadır. Ez cümle bu görüştekiler canlılar arasındaki tekamüle insanı da katarak onun da bir hayvan olduğunu ve bir şekilde soyunun maymundan geldiğini ve insanda RUH diye bir şeyin var olmadığını kabul ederek mevzuyu materyalistçe değerlendirmektedirler.
Bazı okullarımızda bile hala yer alan insanın maymundan tekamül ettiğini anlatan resim
Tekammülle alakalı olarak diğer tarafta bulunan ikinci görüşe göre ise her canlı kendi cinsinde olarak ayrı ayrı yaratılmış ve canlılar arasında bir geçiş tekamül kesinlikle bulunmamaktadır. Canlılar hepsi farklı hususiyetler taşımaktadır. Bu görüşü savunan bilim adamları olduğu gibi üç büyük dine mensub insanlardan pek çoğu tekamüle şiddetle karşı çıkmaktadırlar. Hatta bu sebeple birinci görüş sahipleri tarafından çoğu zaman bilim düşmanı olmakla itham edilmektedirler.
Şimdi üçüncü olarak bugüne kadar pek dillendirilmemiş bir görüşten bahsedelim. Buna göre bilhassa islam dininin temel kaynaklarına ve dini metinlerine bakıldığında sadece ilk insanın balçıktan yani topraktan yaratıldığından bahsedildiğini ama diğer canlıların nasıl yaratıldığının bildirilmediği görülecektir. Evet bu görüşe göre insanda RUH vardır ve bu cihetiyle diğer canlılardan farklı ve üstün yaratılmıştır. Diğer canlıların nasıl ve ne surette meydana geldiği dinde bildirilmemiştir. Bu sebeple insan hariç diğer canlılarda tekamül olabilir. Nitekim Kuran-ı Kerimde bir ayette canlıların sudan yaratıldığı bildirilmektedir.(Enbiya Suresi 30) Evet bahsedilen bu üçüncü görüş adeta arayı bulmakta hem kısmi olarak bir evrim olabileceğinden bahsetmekte ancak bunun insan için katiyen mevzubahis olmadığını söylemektedir. Aslında bu sonuncusu evvelden beri Erzurumlu İbrahim Hakkı gibi bazı islam alimlerinin eserlerinde geçen görüştür.
Netice itibarıyle ilk iki görüş iki tarafın birbirini “bilim düşmanı” ve “din düşmanı” olmakla itham etmesine sebep olmuştur. Bilhassa tekamül fikri ortaya atıldı atılalı tarih boyunca ve şimdi de ideoloji malzemesi olmaktan kurtulamamıştır. Tüm dünyadaki pek çok bilimsel kitaplar, tarih kitapları, okullardaki tarih şeritleri ve pek çok bilimsel mevzu evrim hipotezine dayandırılmış bazı ülkelerde mesela ülkemizde biyoloji derslerinde bu mevzunun işlenip işlenmemesi münakaşa edilmiştir. Hatta yakın zamanda çekilen MARVEL şirketine ait pek çok filmde süper kahramanlarla tekamül mesajı verilmiş maymundan insana ve insandan süper insana bir evrim fikri filmlerle işlenmiştir. Tüm bunlara son verebilecek olan üçüncü görüş ise daha makul ve inançlarla ters düşmemesi bakımından dikkate değer görünmektedir.