Sosyal Medya… Hayatımızın ayrılmaz bir parçası olacağı hiç düşünülmemişti belki de… Eşlerin birbirlerinin elini tutmadığı kadar telefonu tuttuğu günümüz dünyasında, paha biçilemez 0 ve 1’lerden müteşekkil bir nimet: Sosyal Medya… Gündemi belirleyip (kısa bir süre de olsa) yönlendirmek adına; algının, dezenformasyonun ve enformasyonun âlâsının yapıldığı bir sosyal mecrâ…
Medyanın tüm partilere ve adaylara eşit bir yaklaşım sergilemediği eleştirisini yapan muhalefet partileri ve onların cumhurbaşkanı adayları, kampanyalarını da büyük oranda sosyal medya üzerinden yürütmeye çalışıyor. Kimi zaman eğlenceli, kimi zaman gergin anlar da yaşanabiliyor. Açıkçası biz klasik ve yeni medyaya da malzeme çıkıyor.
Twitter verilerine göre muhalefetteki cumhurbaşkanı adayları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan daha fazla paylaşım yapıyor ve paylaşımlarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kıyasla daha az resmi bir dil kullanıyor.
Etkili paylaşım mı, çok çok paylaşım mı? Etkili iletişim dili kuranlar elbette ön planda oluyorlar. Bunların başında da, kendisi aday olmayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, resmiyetin dışında gelişmeleri yakalayıp durum tespiti tweetleri ile gündeme geliyor ve haber oluyor.
Türkiye ve Sosyal Medya…
Sosyal medya, Türkiye’de hiç şüphesiz en büyük bilgi ve haber kaynaklarından biri oldu; iyisiyle kötüsüyle… Dijital veri ajansları “We Are Social” ve “Hootsuite”in 2018 yılını inceledikleri ortak raporlarına göre, Türkiye’de yaklaşık 51 milyon sosyal medya kullanıcısı var. Yani neredeyse seçmen sayısı kadar Twitter kullanıcısı var diyebiliriz. Onun için sosyal medyanın etkili bir iletişim aracı olduğunu yadsımamamız gerekiyor.
Mesela; Reuters Institute’ün yaptığı bir ankete göre, katılımcıların yüzde 67’si bir önceki hafta ana haber kaynakları olarak sosyal medyayı kullandıklarını ifade ediyorlar. Aynı raporda, 18-24 yaş arası Türklerin yüzde 25’inin ana haber kaynağı olarak sosyal medyayı tercih ettikleri belirtiliyor. Bu arada önemli bir not: Türkiye’nin 59 milyon seçmeninden 10 milyonu 18-27 yaş aralığında… Sosyal medyanın etkin pozisyonu buradan da anlaşılacaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 13 milyon takipçisi var…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 13 milyon Twitter takipçisi var. Erdoğan, Türkiye’de en çok takipçi sayısı olan ikinci kişi. İlki ise komedyen Cem Yılmaz… Bir aylık sürede Cumhurbaşkanı Erdoğan, şahsi hesabından 76 tweet attı ve çoğu da kampanyalarıyla ilgili resmi bir dille atılan mesajlardı. Erdoğan’ın en çok etkileşim alan mesajlarından biri, sahurda öğrencilerle çektirdiği görüntüleri paylaştığı tweet oldu. Ayrıca Erdoğan’ın yerli ve milli söylemlerle takipçilerini diri tutması da önemli bir unsur olarak yer alıyor. Erdoğan, Twitter üzerinden neredeyse hiç polemiğe girmiyor. Resmi ve içten bir dil kullanmayı tercih ediyor.
Recep Tayyip Erdoğan gibi muhalif cumhurbaşkanı adayları da seçim mitinglerini ve konuşmalarından sözleri Twitter hesaplarından paylaşıyor. Muhalif adaylar gündeme dair de yorumlar yapıp farklı iletişim yöntemleri kullanıyorlar.
İnce ince protesto…
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin Twitter’da 4 milyondan fazla takipçisi var. İnce, adaylığının resmi olarak açıklandığı 4 Mayıs’tan sonraki bir aylık süreçte 203 tweet attı. Muharrem İnce, siyasetin yanı sıra futbol dâhil farklı konularda da yorumlar yapıyor. Fizik öğretmenliğinden geliyor olması da bunda etkili. Fizik ve bağlantılı konular ile Endüstri 4.0 etrafında, kuantum ışığında bir çizgi izliyor izlenimi veriyor. Muharrem İnce, seçim kampanyalarına âdil olarak yer verilmediğini savunarak, protesto için de Twitter’ı kullanmayı tercih ediyor.
Demirtaş’ın tek penceresi Twitter…
HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş için ise Twitter tek iletişim yolu diyebiliriz. Bunu da avukatları aracılığıyla yapıyor. Kasım 2016’dan bu yana “terör suçlamaları” sebebiyle tutuklu bulunan Demirtaş, atacağı tweetleri avukatlarıyla paylaşıyor ve dolayısıyla bu da çoğu zaman sosyal medyanın anlık etkileşim ruhuna aykırı oluyor. Anlık gündemin gerisinden gelmesi bu noktada bir eksi…
Aralık 2010’da Twitter’a giren Demirtaş’ın takipçi sayısı 1,65 milyon… Tutuklanmasından sonra bir sene sessiz kalan Twitter hesabını Eylül 2017’de cezaevinden yeniden kullanmaya başladı. Bu da ilginçtir mesela… Tweet atmasıyla cezaevindeki hücresinde cep telefonu araması yapılan Demirtaş, 30 Eylül 2017’de “Odada twit bulunamadı doğal olarak. Çay için kettle vardı sadece, ondan da twit atılamayacağına kanaat getirildi” mesajı attı.
HDP’nin cumhurbaşkanı adayı olduğunun duyurulduğu 4 Mayıs’tan sonraki bir ay içinde attığı tweet sayısı ise 116…
Meral Akşener telefonu elinden düşürmüyor…
İyi Parti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener ise adaylar arasında Twitter’ı en fazla kullanan isim… Telefonu elinden hiç düşürmüyor desek yeridir. Geleneksel medyada yer alamamaktan yakınan Akşener, 4 Mayıs’tan bu yana 372 tweet attı, programıyla ilgili güncellemeler ve gündeme dair yorumlar paylaştı.
Karamollaoğlu parody account, Perinçek RT’ci…
Saadet Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu ve Vatan Partisi adayı Doğu Perinçek de Twitter kullanıyor.
Karamollaoğlu’nun 247 bin takipçisi var ve bir ayda 138 tweet attı. Resmi bir dil kullanmamaya özen gösteren Karamollaoğlu bir karikatür bile paylaştı. “Laiklik elden gidiyeah” fenomenine göndermeler yaptı. Karamollaoğlu, taraftarları ve takipçileri tarafından bir reformist, devrimci, yenilikçi edalar ile anılıyor. Saadet Partisi’nin beklenen çizgisinin dışında bir yol izliyor.
Doğu Perinçek’e gelince… Perinçek’in 204 bin takipçisi var ve yalnızca 89 tweet attı. Yine bu rakam atılan tweetler açısından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2 katı… Perinçek daha çok başkalarının tweetlerini RT ediyor. Tabii arada kendi de tweet atıyor. Kısacası, her dönemde olduğu gibi 2018 yılında da Doğu Perinçek adından söz ettirmeyi başarıyor.
Asosyal hayatımızın sosyal medyası…
Bir sosyal medya olarak Twitter, yine gündemi yakalamak için önemli bir kaynak olarak ilk sıralardaki yerini koruyor. Gündemin şekillenip yönlendirilmeye çalışıldığı bu sosyal mecrada, önümüzdeki günlerde daha ateşli tweetlerin atılacağına şahit olacağız. Yani kısaca, Twitter; atılan tweetler ile bu kubbede hoş bir sada bırakacak yine… Kimi zaman caps yapılacak, kimi zaman Rt ve Fav… Ama o kadar da kafanızı gerçeklikten uzak şeylere takmayın derim. Ciddiye alın ama ciddiyete bindirmeyin. Sonuçta sosyal medyada gerçek hayattan tanıdıklarınız çok az. Çoğu ise manipüle ile meşgul topluluklar; maalesef… Ancak her şeyden öte bütün bu paylaşımları, cevapları, etkileşimleri; saygı, sevgi ve edep kuralları dahilinde yapmak; hepimizin ortak paydası şu güzel dünyamız ve toplumumuz için olmazsa olmazı olmalıdır.
***
Bu arada konumuzdan bağımsız önemli bir not… Karıştırılan iki kelime var bu aralar. Özellikle siyasiler arasında… “Mahşeri” ve “Ma’şeri” kelimeleri…
Mahşer (Arapça) “toplanmak” anlamındaki “haşr” kelimesinden. Toplanma yeridir. “Mahşeri kalabalık” mahşer günü gibi çok kalabalık…
Ma’şer ise “topluluk” manasındadır. Aşiret de bu kökten. Doğrusu mahşeri vicdan değil, ma’şeri vicdandır. Ma’şeri vicdan yani kamu vicdanı. Değer ve yargılarda kolektif bir beğeni ya da itirazı temsil eder. Mesela 1995 yılında Sırpların Boşnaklar üzerine uyguladıkları Srebrenitsa katliamının “ma’şerî vicdanca” kabul edilememesi gibi…
Yazılışları: Mahşerî: محشری – Ma’şerî: ﻣﻌﺸﺮﻯ