Tezgâh Büyük!
Döviz üzerinden piyasaları etkiliyorlar. Dövizin artması her şeyi etkiler. Akaryakıttan, teknolojiye, silahlanmada bankacılığa kadar alan olumsuz etkilenir. Borçlar artar ödeme sorunları baş gösterir. Dış ticaretin çökme noktasına gelir. Hammadde, yarı mamul noktasında ve tüketici ürünlerinin nakli, ticareti zora girer.
Bütün bunlar ekonomik buhrana sebep olur. Piyasaların istikrarsızlığı ülkede fakirlik, toplumsal olaylar, iç karışıklık siyasi çalkantılara neden olur. Tüm bu kargaşa ve ekonomik çöküntüden iktidar mesul tutulur ve değişmesi istenir.
Oyunu tezgâhla ondan sonra “Onlar yaptı” de ve rakibini yok et.
Başta ABD olmak üzere, tüm küresel güçler Türkiye’yi ekonomik kuşatmaya almış vaziyette. Döviz yükseltiliyor. Dış ticaret kotaları konuyor. Tarımsal ürünler toksin vb. bahanelerle geri gönderiliyor.
Teknoloji ve savunma sahalarında bazı sistemleri dış alımla tedarik edemiyoruz. Bize satmıyorlar. Cobra ve Apache helikopterlerinin yedek parça ve mühimmatlarını bize satmadılar. Bizde Atak helikopterini yaptık. Onlara ihtiyacımız kalmadı. Atak helikopteri Azerbaycan ve Pakistan gibi ülkelerden çok sayıda sipariş aldı. Bu sefer de motor lisansı bizde, bizden lisans almadan ihraç edemezsin dendi. Bizde motorunu kendimiz yaptık. Pakistan’la satış sözleşmesi yapıldı.
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri bizden milyarlarca dolarlık zırhlı araç ve İHA alacaktı. Trump gitti ABD yapımı araçları onlara sattı. Bizim satışımıza mani oldu.
Kumpas bitmiyor, maksat ekonomiyi çökertmek.
2001 İle Benzerlik
Hatırlayacaksınız: işsizliğin yoksulluğun alabildiğine çok olduğu zor günlerdi. Her gün zam gelirdi. Akaryakıt zammı otomatiğe bağlanmıştı.
Fiili durumu algılayamayan bir yönetim söz konusuydu. Buhranlardan kurtulamayan koalisyon hükümeti vardı. Yazar kasaların fırlatıldığı, başbakan öksürse dibe vuran borsayı unutmadık. Memurun maaşını ödeyemeyen devlet IMF’den borç almaya çalışırdı.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi anayasa fırlatma krizi ve laiklik uyarısı gibi boş işler alabildiğine yaygındı. Bilahare Ekonomi dibe vurdu. Devlet iflas verecekti ki; 3 Kasım 2002 seçimleri le göreve gelen yeni ekip derleyip toparladı. Ekonomiyi çökertip ülkeyi kontrolüne almak isteyenleri ters köşe yaptı. Bugünlerde de bunun aynısı yapılmak isteniyor.
15 Temmuzda Başaramadıkları
Asıl hedef Türkiye’yi her ne şekilde olursa olsun kontrol altına almak.
ABD’nin Ukrayna, Bulgaristan, Gürcistan ve Romanya gibi ülkelere askeri yığınak yaptığı biliniyor. PYD ve Peşmerge’ye verdiği desteği de hesaba katalım. Yıllardır başımıza bela ettiği PKK ve diğer terör örgütleri, Gladio yapılanması, Fetö gibi sistem içindeki yapılar hep büyük bir planın parçası ola geldiler.
Son yıllarda gezi olaylarıyla bir planın belli bir aşamasına gelen ABD, Fetö ile devletin içindeki maşalarını kullanıp Mit Tırları gibi olaylarla bize operasyon çekti. Her defasında başarısız oldu. Yıllarca üzerinde çalışıp uygulamaya koyduğu 15 Temmuz Darbe görünümlü işgal girişiminde yine başarısız oldu. Milletimiz işgal girişimini yumruğuyla durdu. Birliğini ve bağımsızlığını teslim etmedi. Fakat vazgeçmediler içerden ve dışardan denemeye devam edecekler. Onlara hizmet edecek satılık kafalar hazırda bekliyor.
Rusya ile uçak krizine sokup başımıza Rusya’yı bela edeceklerdi. Rusya oyunu gördü. Plan çöktü.
İyice gözleri dönmüş. Doğrudan işgal saldırısı seçeneği bile söz konusu. 15 Temmuz bunun açık bir göstergesiydi.
15 Temmuz’u hafife alanlar, tiyatro diyenler, sarayın kavgası diyenler açıkça küresel güçlerin çıkarları hizmet etmekte. 15 Temmuz olayı, Türk – Nato Çatışmasıydı.
Milli duruşu olmayanlardan bu hassasiyeti anlamalarını beklemeyin. Yeni bir Türk – Nato Kapışması arefesindeyiz. Dikkatli olalım. Bu seferki çok meşakkatli olacak. Bir öncekinde elinde sopa bile olmayanların hiç biri silahsız olmayacak. Artık kim nerde ne yapacağını, neyi nasıl durduracağını öğrendi. Zorlu bir süreç bizi bekliyor.
İktidar Değişsin Algısı
Ekonominin zora girmesiyle plan devreye sokulur: “Krizin sorumlu iktidar. Onlar giderse her şey düzelir. Onlar gitsin de ne gelirse gelsin. Toplumu ikiye böldüler” gibi söylemlerle toplum kanalize ediliyor. İçerde ve dışarda bu maksada hizmet edecek satılık şahıslar hazırda bekliyor.
Fetö’sü Pkk’sı, Gezicisi, muhalefeti bu hedef için biçilmiş kaftan. Ülkesini düşünen yok; hepsi koltuk ve menfaat peşinde.
Eğer halk bu oyuna gelirse hükümet iktidardan düşecek ve küresel güçler maşaları eliyle Türkiye’yi kontrol atında tutacak. Plan bu.
Çünkü, tekrar edelim, asıl hedef Türkiye’yi her ne şekilde olursa olsun kontrol altına almak.
Bu oyunu bozalım. Safları sık tutalım ki; küresel tezgâhlar bozguna uğrasın.