Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazını Fatih Camii’nde kıldı. Erdoğan cuma namazının ardından Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Fatih Camii’nde düzenlenen Uluslararası Hafızlık ve Kuran-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması Ödül Töreni’ne katıldı. Erdoğan’a burada Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı Kadir Topbaş, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir eşlik etti. Program Kuran-ı Kerim tilavetiyle başladı. Uluslararası Hafızlık ve Kuran-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması’nda dereceye girenlere plaketleri takdim edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuran-ı Kerim’in öneminden bahsederek, “Sizleri hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Başı rahmet ortası mağfiret sonu edebi azaptan kurtuluş olan Ramazan-ı Şerifinizi tebrik ediyorum. Hafızlık ve Kuran-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması’na katılan kardeşlerimi tebrik ediyorum. Malum Kuran-ı Kerim Mekke’de inmiş, Kahire’de okunmuş, İstanbul’da en güzel şekliyle yazılmıştır derler. Bu yarışma vesilesiyle görüyorum ki Kuran-ı Kerim İstanbul’da sadece en güzel şekilde yazılmakla kalmıyor, en güzel şekilde okunuyor. İlk emri ’oku’ olan bir dinin mensuplarının işe önce kendi kitaplarını okuyarak başlamaları gerektiği açıktır” dedi.
AKİF’TEN BİR DÖRTLÜKLE ANLATTI
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizde Kuran eğitimi öğretimi kimi dönemlerde getirilen tüm yasaklara rağmen milletimizin sahip çıkmasıyla kesintisiz sürdürülmüştür. Özellikle İmam Hatip okulları bu konuda çok önemli ve hayırlı hizmetlere imza atmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığımız bünyesindeki kurslar çocuklara ve yetişkinlere yönelik programlarıyla Kuran eğitimi hususunda çok ciddi bir boşluğu dolduruyor. Tüm okullara getirdiğimiz seçmeli derslerle arzu eden tüm ailelerin evlatlarına Kuran-ı Kerim’i öğrenme imkanı getirdik. Çocuklarımızı Kuran eğitimi konusunda teşvik ederek bu imkanları en güzel şekilde değerlendirmeliyiz. Okunan ayetlerin etkisi kalpleri sarmıyor, kafada şimşekler çaktırmıyorsa orada bir eksik var demektir. Bizlere düşen görev, 1400 yıldır tek bir harfi bile değişmeden muhafaza edilen bu yüce kitabın mesajlarını önce kendimiz içselleştirmeli ardından da tüm dünyaya en güzel şekilde aktarmalıyız. İslam dünyasının içinde bulunduğu acı durumun gerisinde Kuran-ı Kerim’i yeteri derecede okumamak ve ya anlaşılmamasının yattığı bir gerçek var. Ne diyor Mehmet Akif; ’İnmemiştir Kuran, bunu hakkıyla bilin; ne mezarlıkta okumak ne de fal bakmak için’. Kuran-ı Kerim’i hakkıyla okumak, hakkıyla kavramak ve onunla hakkıyla amel etmek gerekiyor.”