Tarih doğru yazılmadıkça ve anlatılmadıkça bir adım ileri gidebilmemiz mümkün değildir.
Memleketin içinde bulunduğu hali idrak etmemizin yolu tarihin karanlık sayfalarında gizlidir.
Bizim tarihimiz daha ilkokuldan başlayan YALANLAR silsilesidir. Mesela körpecik beyinler tarihi 1923’ten başlıyor sanır. Zira yalan tarih onların beynine daha ilkokuldan girmeye başlar.
1923’ü milat alan görüşün hazırladığı kitaplar senelerce körpe dimağlara zehir kustu. Bu zehir en tehlikeli zehirdir. Bir millete, devlete geleceğini kaybettirir.
Abdulhamid Han gibi bir dehaya KIZIL SULTAN diyen, 1299 tarihini bilmeyen gencimiz varsa kabahat bizimdir.
Eğri oturalım doğru konuşalım!
Bugün Türkiye’de, MÜSLÜMAN kimliği ve İSLAMİYETİN GÜZEL AHLAKI ile Ortadoğu insanına sahip çıkmış, mazluma kol kanat germiş, BATI’nın binbir hile ile diz çöktürdüğü milletleri ayağa kaldırmış bir lidere ve onun nezdinde Müslüman Türkiye milletine savaş açılmıştır.
Bu savaşı açanlar yıllardır tarihimizi bize yalan yazanlar, öğretenlerdir.
Bilmem farkında mısınız?
Bugün 18-20 yaşlarındaki gençler PKK’yı ve katliamlarını bilmiyor. Tarihi bilmedikleri için abisi terörösit olan TERÖR destekçisi bir Eşbaşkan’ı HÜRRİYET savaşçısı sanıyor. Tarihin en büyük katliamlarını yapmış, kadın-çocuk demeden insan katletmiş bir TERÖR örgütüne tavır aldı diye akademisyenler işlerinden kovuluyor. Teröre destek çıkan, kandan beslenen akademisyenler evlatlarınıza ders anlatıyor.
Velhasıl onların dillerinden, kalemlerinden, fikirlerinden KAN damlıyor, ZEHİR akıyor.
Peki efendiler, hanım efendiler milletimizin resmi bayramı 23 Nisan’ın, askerimizi, polisimizi şehit eden TERÖRİSTLERLE “alternatif resepsiyon” adı altında kutlandığının farkında mısınız?
Peki bu durumdan evlatlarınızın, ailenizin, eşinizin, dostunuzun, sokaktaki arkadaşınızın haberi var mı?
Bakın bahsi geçen resepsiyon hakkında Can Dündar ne demiş “Cumhuriyet’e sahip çıkıyoruz”.
Yani Can Dündar, Türkiye Cumhuriyeti’nin 50000’i aşkın vatandaşını katletmiş teröristlere sırtını dayayanlarla Cumhuriyet’e sahip çıkıyor öyle mi?
Efendiler, 23 Nisan Ulusal Egemenlik bayramıdır.
Vatanı için Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşında şehit düşmüş ecdada ve mirasına silah doğrultan TERÖRİSTLERLE “Ulusal Egemenlik” adı altında kutlama yapmak da neyin nesidir?
Nasıl bir resepsiyon ki, TERÖR destekçileri ve BATI uşakları “Ulusal Egemenlik” adı altında toplanmıştır?
Yoksa “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözündeki MİLLET Müslüman Türkiye milleti değilde Zerdüşt, Ateist, Siyonist vatan ve millet düşmanları mıdır?
Bugün Atatürk posteri ile TERÖRİST başının posteri yanyana geliyorsa biz neyi yanlış biliyoruz?
Tarih bizde hep karanlıkta bırakıldı.
Neden mi? Biz kör olalım diye, biz PKK’nın FETÖ ile, CHP’nin FETÖ ile ve dahi HDP’nin Asala ile bağlantısını görmeyelim diye, onların istediği gibi bir Humeyni’ye takılalım diye, Papaza imam diyelim diye, Gerekirse namazı kılmayalım diye, rakının tadını bilen zamanı gelince Cuma’ya giden Müslüman olalım diye…
İşte bu sebeple Abdulhamid Han zamanına çok iyi bakmamız lazım…
31 Mart Darbesi ve detaylarını incelememiz lazım…
Pis kokunun kaynağına inmemiz lazım…
Velhasıl görünen ÇETELERİ ve resepsiyonların arkasına saklanmış oyunları görmemiz lazım
Biz ismi Can olana, Ekrem olana takılırız. Ama onları oynatanın ismini ya da isimlerini bilmeyiz.
Mesela Kleanti Skaliyeri denen müsveddeyi bilmeyiz. Aziz Bey komitesini bilmeyiz. Nakşifend Kalfa kimdir bilmeyiz. Esed Efendiyi, Abdulhamid Han’ı Ortaköy’de infaz etmeye çalışan Agah Efendi’yi bilmeyiz.
Ama bileceğiz.
Zira bahsi geçen isimlerin uzantıları şimdilerde başka isimlerle aynı işleri yapıyor.