Neler oluyor gerçekten?
Hani 2016 Türkiye’si 2023 Türkiye’si için ilk adım olacak derken hakikaten neler oluyor?
Toplumun nabzını ölmeye çalıştığımız STK’lar ne kadar Türkiye aleyhine iş varsa içinde! Neler oluyor bu STK’lara?
Peki ya Akademisyenlerimiz? Utanmadan,Arlanmadan “Türkiye güvenli bir ülke değil” diyerek yurt dışından gelecek Akademisyenlere aman sakın gelmeyin diyerek Konferansların iptaline sebep oluyor? Peki bu Akademisyenlere neler oluyor?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için Diktatör diye diye dilinde Tüy biten MHP Lideri Devlet Bahçeli ise kongre yapmamak için her türlü atraksiyonu yapıyor,Yetmiyor İl ve İlçe başkanlıklarını bile lav ediyor.Kimisine göre MHP Lideri Devlet Bahçeli doğrusunu yapıyor! MHP içerisinde Paralel ile mücadele ediyor! İyi de yanında Ekmelleddin İhsanoğlu varken nasıl bir Paralel ile Dialoğcularla mücadele ediyor? Bunu kimse açıklayamıyor? Hakikaten MHP’ye ve Bahçeli’ye neler oluyor?
Peki ya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için Diktatör aşağı Diktatör yukarı sözlerini sürekli sarf eden CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na ne demeli? CHP’nin temel taşlarını birbir yerinden oynatan CHP içerisinde ki Ulusalcılara savaş açan Kılıçdaroğlu, En sonunda Devrik CHP Lideri Deniz Baykal’ı partiden kovuyor,Yetmiyor CHP içerisinde ki huzursuzluğa kulaklarını tıkadığı gibi Halkın CHP’deki değişiminden rahatsızlığını görmezden geliyor.Peki her şey iyi hoş da! Türkiye’de tek kedi besleyen CHP’ye neler oluyor?
Kafatascı,Faşist Devlet,Kati Devlet,Diktatör kelimeleri her cümlesinde öncelik taşıyan HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’a ne demeli? Halkı sokağa çağıran,PKK’nın adeta sözcülüğünü üstlenen, Kürdistan’a hiç bu kadar yakın olmamıştık diyen HDP Lideri Demirtaş peki arkasında istediği gücü görebiliyor mu? Kelimelerinde ki şiddet dozunu neden artırıyor? HDP’nin ağır toplarından Altan Tan ise HDP yönetimini ciddi eleştiriler yöneltirken Neler oluyor HDP’de merak etmiyor musunuz!
Gezi Parkı daha doğrusu 17/25 Aralık darbe girişiminde istedikleri sonucu alamayan Lümpenler ise Cerattepe‘de yeni bir komplo içerisine girdiler.Hatta o kadar ki Almanya’dan İthal Yeşiller Partisi bile bu eylemlere destek verdi.Almanya’da eylem yapması yasak olan Yeşiller,Türkiye’de yeşili korumak için can hıraş bir çaba içerisinde! İşin daha da ilginç olanı ise daha önce Kayak Pisti yapımı için 6.000’den fazla ağaç kesilirken Artvin’den kimsenin haberi yoktu! Cerattepe’nin ne adını ne de yerini bilen kimse de yoktu! Hatta Alman Yeşiller Partisi’de yoktu! Neler oluyor Cerattepe‘de?
Sözüm ona Gazeteci unvanlı! sol cenahın yazar-çizer’leri ise Türkiye’ye müdahale’den bahsediyor,Toplumun çok gerildiğinden bahsediyor! Hatta o kadar ki toplum en ufacık kıvılcımda ateş alacak ve barut gibi patlayacak! İşin daha da enteresan olanı ise bunu yurt dışında yaşayan “Hani gitmesek te,Görmesek te O köy bizim köyümüzdür.” mantalitesi ile yaşayanlarda Türkiye’de halkın rahatsız olduğunu söylüyor.Sanırsın ki Türkiye’de yaşıyorlar ve Türkiye’de ki havayı kokluyorlar! Peki bu malum gazetecilere neler oluyor?
Anayasa Mahkemesi Başkanlığı ise 20.000 küsür bekleyen dosyanın içerisinden Can Dündar dosyasını aradan çekip alel acele “Tutuksuz Yargılama” kararı veriyor.Peki AYM normal sıralama ile devam etseydi Can Dündar’a ne kadar zaman sonra sıra gelecekti? Tam 1,5 yıl sonra! oda en erken! Ne enteresandır ki! Herkesin gözünden kaçan bir şey var! Can Dündar’ın Karısı Dilek Dündar tahliye’den 1 hafta önce ABD’ye gitti,Bir takım görüşmeler yaptı ve geldi akabinde de Can Dündar’ın tahliyesi gerçekleşti.Ne tuhaf değil mi? Neler oluyor AYM’de? Yoksa bu da mı tesadüf?
Tüm bunlara neler oluyor! derken 40 yıllık dostları ile zıtlaşan, onlara cephe alan yada aksi açıklamalar ile gündemde kalma çabasında olan Emekli olmasını istediğimiz siyasilere neler oluyor?
Şimdi neler oluyor! diye sorduğumuz bu cenahların hepsi aslında bir şekilde Türkiye’de bir kıvılcım,bir ateş peşinde! Hepsi halkı bir şekilde bir şeylerin içine çekme derdinde! Adına da “Demokrasi” diyerek bir yerlere çekmenin hesabında! Peki Halk nerede? Halk’a neler oluyor?
Halk uyandı,Halk tehlikenin ve başlarına geçirilmek istenen çuvalın farkında,Ama bu saydıklarımız ise halkın başına geçirmeye çalıştıkları çuvalı fark ettiğini de fark ettiler de görmeme çabasındalar…
20 Mart 2016 ve Nevruz! PKK’nın son çırpınışlarını yaşadığı dönemde hepsi top yekun Nevruz’u ki! Nevruz Bahar Bayramıdır, bahane ederek yeni bir ortaklık ve yeni bir kaos peşinde…
İşin daha da kötüsü dediğim gibi halkın uyandığının farkındalar aslında,Yoksa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Öyleyse haydi millete gidelim, ‘Millet bu kararı versin” sözü neden karşılık bulmasın? Neden her kelimesine itiraz eden Cenahlar,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu talebine bu sözüne neden cevap vermesin?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hatırlayın 17 Şubat 2016’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde Vali yardımcıları ve kaymakamlara hitap ettiği konuşmasında “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözünü hatırlatarak “Atatürkçüyüz demiyorlar mı? Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir millete gidelim.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Bunlar Atatürkçüyüz demiyorlar mı? Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir millete gidelim. O zaman millete gidelim ama milleten korkuyor bunlar. Atatürkçüyseniz millete gidelim, millete soralım. Yapılması gereken bu. Bunlar milletten dahi korkuyorlar. Bunlar kolay kolay millete gidemezler.”
Yazının başından beri Neler oluyor! diye çeşitli mecralara sorularımın cevabı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözleri ile Ayan beyan ortada. Halktan korkanların birbirlerini gaza getirerek %50’nin üzerinde halk desteği olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu hükümetini yıkmanın derdindeler de! Halkın böyle bir niyeti olmadığı gibi çabasının da olmadığı aydınlık bir gün gibi ortada iken….
Efendim şimdi anladınız mı Türkiye’de neden,neler oluyor?