Sabahtan beri düşünüyorum aslında…
Türkiye Nefretini yazarken,
Önce İhanetlerini mi yazsam! Yoksa Nefretlerini mi?
Aslında baktığınız zaman ikisi birbirinden ayrılmayan bir ikili! Nefret ihaneti doğurur,İhanet ettiysen de Nefret kaçınılmazdır…
17/25 Aralık Darbe girişiminin 2.seneyi devriyesini yaşadığımız şu günlerde Gezi kalkışmasını ve Türkiye çıkan 350 Milyar $’lık bir fatura ile karşı karşıya kaldığımız günler aklıma geliyor. Gezi kalkışmasında başarılı olamayanların sık sık Ordu Göreve söylemlerini hatırlıyorsunuz değil mi? Hatta Aydın geçinen Demokrasi aşıklarının sözüm ona nasıl yalvardıklarını unuttunuz mu? Yazar-çizer takımının biran evvel bu Hükumetten kurtulunmazsa Ülkenin bir anda takunyalılara teslim edileceğini söylediklerini hatırladınız mı?
Sözüm ona Siyasi Parti Liderlerinin serzenişlerini,Ordu’dan nasıl medet umduklarını…
Sonra Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Yerel seçimler akabinde de yine bir huzursuzluk ve bir yine DARBE hevesleri gündeme geldi…
Ülke elden gidiyordu…
7 Haziran öncesi ve sonrası ise Ordunun Darbe yapmayacağına kanaat getirenler bu defa da ABD ve NATO’yu göreve davet ettiler…
1 Kasım’da Halkın şamarını yiyen Muhalefet Partileri bu defa da Rus Jetinin düşürülmesi sonrası RUSYA’dan medet umar hale geldi.Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ağzına bakarak konuşmaya başlandı…
Şöyle bir havaları var!
Ordu’dan istedik Darbe yapmadı,NATO ve ABD’den müdahale istedik onlarda oralı olmadı,Hadi son umudumuz sensin RUSYA, Umudumuzu boşa çıkarma sen artık bir şeyler yap…
Halk’ta karşılık bulamadık,Ordu’da bulamadık,Nato ve ABD’de istediğimizi vermedi,Hadi tek umudumuz sensin Putin!!!
Allah kimsenin aklını başından almasın!
Rusya Ekonomik Kriz ile boğuşurken 120 $’lardan 36$’lara inen Brent Petrölünün varil fiyatı ve 10 $’a tırmanan Limon fiyatı derken,AB Rusya’ya Ambargo’yu altı ay daha uzatma kararı aldı.
Putin bir yandan Dünya’ya ben güçlüyüm ben Dünyanın Abisiyim mesajı vermeye çalışsın aslında iç ekonomik dengelerine baktığımız da durum hiç de iç açıcı değil.Kimi Ekonomistlere göre ise de Rusya 2016’nın ilk altı aylık döneminde iflas yaşayabilir.
Rus Halkı ise bir yandan sıkıntılarla boğuşurken Putin’e bel bağlamış vaziyette,Ancak Rus jetinin düşürülmesi sonrası Putin’in yaptığı açıklamalara bakılırsa Eski KGB Ajanı bir Ajan görüntüsünden çok uzakta,Bir o kadar da bizim CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu görüntüsü veren bir Lider…
Putin’li Rusya Türkiye’de halk içerisinde karşılığı kalmayan Muhalefet Partilerine bel bağlarken,Aynı keza toplumda her geçen gün siyasi karşılığı tükenen Muhalefet Partileri ise umut olarak hızlı bir şekilde hem Ekonomik hemde Siyaseten çöküşte olan Putin’e ve Rusya’ya bel bağlamış vaziyette.
Halk tarafından sürekli olarak politikaları eleştirilen Muhalefet Parti Liderleri ve Milletvekillerimiz ise daha çok hırçınlaşarak Türkiye’nin dış ülkelerde ve dış basında yara almasını bile umursamadan daha da agresif siyaset ile mevcut iktidarı yıpratmanın hesabını yapıyor.Kaldı ki Türkiye’de Genel Seçimler biteli daha 2 ay bile olmadı.Burada aslında amaçları Siyasi olarak özellikle Parti Liderlerinin genel seçimde aldıkları hezimetleri unutturup tekrar aynı şekilde partilerinin başında kalabilme hesaplarından başka bir şey değil.Tabiri Caizse Lider sultalarını devam ettirebilmek için hem kendileri hemde seçmenlerine yeni seçtirdikleri Milletvekilleri ile habire çabalıyorlar.
Hezimetleri Kine,Nefrete dönmüş vaziyette o kadar ki bu nefret ve Kin bizler tarafından Türkiye’ye ihanet olarak algılansa da onların umurunda değil.
Türkiye,İranlaşıyor diye sözüm ona tehlike olarak gösterdikleri İran yanlısı Türkiye aleyhinde açıklama yapmaktan çekinmiyorlar,Yada Rusya’ya gidip Rus görsel medyasına Türkiye’nin 2013 yılında DEAŞ ilk defa ortaya çıktığında Dünya da ilk olarak Türkiye’nin DEAŞ’ı Terörist Örgüt ilan etmesine rağmen Türkiye’yi DEAŞ’a sarin gazı satmakla itham ediyorlar.İşin komik olan tarafı ise Rus Medyası bile bu mantık dışı açıklamaları kabul etmiyor.Ama gel gelelim ki gerek yurt içinde gerekse yurt içinde açıklamaları ile rezil olmalarına rağmen ısrarcı tutumlarını açıklamak için tek kelime yeterli “TÜRKİYE NEFRETİ!”
Suriye’de Esed rejiminin onlarca masum Müslüman Sunni’yi katletmesine rağmen,Esed ile bir arada olmaktan çekinmedikleri gibi Dünyanın nefretini kazanan Esed’e ve Esed Rejimi ile hala Türkiye’nin dost olmasını savunmaktalar,İsrail’in Filistin ve Gazze’de yapmış olduğu onca zulme gözlerini kapatıp İsrail ile hem Ekonomik hemde Siyasi olarak işbirliğine savunmaktalar.
İş o kadar çığırından çıkmış vaziyette ki Türkiye Askerini ve Polisini “KANALİZASYON TEMİZLEYİCİSİ” olarak görmek ve söylemek onlara göre son derece doğal bir süreç! Türkiye’nin Askerini ve Polisini “TERÖRİST”, Terörist PKK’yı ise “DEVRİMCİ-GERİLLA” olarak görmek ise bu sözüm ona Milletvekillerimize göre son derece doğal.
Adını Sosyalizm yada başka bir şey koyun hangi isimle çağırırsanız çağırın aslında istedikleri düzenin yada yapının bu topraklarda karşılığının olmadığını bile bile nefret ve kinleri İhanete kadar gidiyor.Türkiye’ye yaşadıkları topluma herkese her yere ihanet içerisindeler.Öyle ki Türkiyeyi yurt dışına şikayet etmek,Türkiye’de Darbe istemek olmadı dışarıdan müdahale ile istediklerini elde etmek için var gücüyle çırpınıyorlar.Bunun adı ise tek kelime ile “TÜRKİYE NEFRETİ”
Bir ilçe’de hendek kazıp halkın huzurunu bozan,İbadethanelerini yakan güvenlik güçleri ile çatışan hatta ve hatta Terörden kaçan halkı tehdit eden, Halkın Evini,İş yerini yakan,Anaokuluna bomba yerleştiren ve Anaokulu çocuklarını kalkan olarak kullanmaktan en ufak bir tereddüt dahi göstermeyen Teröristleri ve Terörizmi son derece doğal göstermeye çalışan bir Kin’den ve Nefret’ten bahsediyorum sizlere…
Türkiye’nin bu Milletvekillerine göre hemen Terörist PKK ile masaya oturulmalı Barış Anlaşması yapılmalı ve bu şartlar yerine getirilirken de Türkiye Askeri ve Polisi bölgeden çekilerek bölge PKK’ya yada uzantısı YPG’ye teslim edilmeli!Bunu söyleyen bunu isteyen Türkiye Cumhuriyetinin Milletvekilleri,Düşününce insan bir tuhaf oluyor.Milleti temsil edenler Milletin Askerinin ve Polisinin ülkesinin bir bölgesinden çekilmesini ve o bölgenin Terörist bir unsura teslim edilmesini istiyor.
Türkiye son 13 yılda geçtiğimiz çok partili dönemlerine ve Cumhuriyetin ilk yıllarına baktığımızda gerek büyüme gerekse Dünya’da söz sahibi olma konusunda çağ atlamış vaziyette.Peki neden bu “TÜRKİYE NEFRETİ”neden bu hırs ve öfke? Bu ülke hangimize yetmiyor? Neyi paylaşamıyoruz? 77 Milyon M2’lik 4 mevsimi yaşadığımız, Tabiri caizse adam başına 1.000 Dönüm toprak düşen bir ülke…
Bu kadar çeşitliliği olan bu kadar güzelliği olan ve hepsini bir arada barındıran bir ülke de neyi paylaşamıyoruz?
İlla ki Kuklacının oynattığı Kuklalar olmanın alemi nedir?
“TÜRKİYE NEFRETİ” bu kadar mı gözünüzü kör etti? Ya da şöyle sorayım içinizde ki Kin,Nefret ve Hırs bu kadar mı sizin içinize ve yüzünüze “TÜRKİYE NEFRETİ” olarak yansıdı?