Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesi, bir uçağın düşmesinden ibaret değildir. Nitekim Putin, Lavrov ve Rus medyasının olayı aktarma biçimi, bunun açık göstergesidir. Putin bu dönemde, oturmuş bir devletin başkanı gibi değil, bisikleti bozulan bir ergen tavrıyla ortaya çıktı. Yetmedi, Türkiye aleyhinde sadece ambargo değil aynı zamanda tehditlerle pozisyon alarak, Rusya’daki Türk işyerlerine gözdağı vererek, Türk öğrencilerine baskı yaparak, Türkiyat bölümlerine baskı yaparak, diplomasinin her kademesini ayaklar altına aldı. Hatta komik duruma düşecek kadar ifşaat, propaganda ve sertlik yanlısı tutum izledi.
Dahası da var. Rusya, fısıltı gazetesi yoluyla Türkiye’deki Rus gelin ve vatandaşlarında Türkiye konusunda akıl almaz korkular oluşturma çabasına girişti. Buna göre, mesela, Türkiye “Türkiye’deki Rusya kökenli insanları toplayıp, öldürecek, ya da toplama kamplarına alacaktır. O nedenle, kısa zamanda Rus kökenli ya da çifte vatandaş olan Ruslar bir an evvel Türkiye’yi terk etmelidir.” İşte, resmi ağızlardan fısıltı gazetesine yansıyan gerçeklik budur.
Rusya’nın bu kadar mantıksızca ve devlet teamüllerinden uzak davranışının arkasında, serbest bir saçmalama furyası değil, kontrollü bir gerginlikle enerji fiyatlarını artması fikri yatıyor. Arap Baharı sürecinden iki yıl sonra düşmeye başlayan petrol fiyatları, Ukrayna’ya karşı yaklaşımları, Kırım’ı ilhak etmesinden dolayı Rusya’ya uygulanan ambargo Rusya’yı hem ekonomik hem de stratejik anlamda sıkıntıya soktu. Kırım’ın ilhak edilmesi Rusya için, eski arka bahçesine tapu çıkarmak çabasıyken, bir anlamda bu geri tepti. AB’nin gaz ihtiyacına dair Rus politikası da, karşısında eski NATO blokunu bulmasına vesile oldu. Mesele ideolojik de değildi artık. Yani Varşova Paktı’nı toparlamaya gücü yetmezdi Rusya’nın, BRICKS ülkeleri, Şanghay örgütü de, Çin haricinde Rusya’nın politikasına açık destek vermiş görünmüyor.
Osmanlı’nın çöküş zamanlarında, ona “Avrupa’nın Hasta Adamı” rolünü yakıştıran Rus Çarıydı, Osmanlı’nın Avrupalı bir devlet olduğunu ikrar kadar, etkisini de inkâr etme çabasında bir ibareydi dudağına ilişen. Uzun zamandır Rusya aslında kendi oynadığı hasta adam rolünden sıyrılmak çabasında. SSCB’nin dağılmasından sonra, BMGK’daki rolü ve ironik bir şekilde NATO üyesi olma talepleri ardından, NATO’yu karşısında bulduğu son yıllardaki maceralarına kadar, Rusya eski heybetini devlet olarak kazanmak istersen, Putin’in yeni devletin ikonu yapmak isterken, aslında, telaşla kurma çabasında olduğu örgütlerin üyeliklerini de sıkıntıya sokmaktadır. Türkiye’nin düşürdüğü savaş uçağının işaret ettiği aslında, Türkiye üzerinden NATO’ya karşı alınan bir tavrın ifadesidir.
Popüler algıların bir kısmı Türkiye’ye kredi olarak dönecektir. Sadece Türk halkları değil, Müslüman ve diğer halklar arasında da.Rus uçağının düşürülmesinin yankıları devam ediyor. Bu durumun, teritoryal haklarımızın kullanılması yanında, dünya çapında etkisi oldu. Paralel Alüfteler, Önce Fransız müstemlekesi, Sonra da Rus sevdalısı oldular. Anglosaksonlardan sonra yeni bir haz olsa gerek. Tebrikler!
Rusya tarafından çatlak kafa kadar çatlak sesler de gelecek elbette. Türkiye’den Ayasofya’yı isteyen Rus siyasetçini hamakatı bir yana, bari dini bütünHristiyan olsa! Amaç Ayasofya üzerinden Rus, Avrasya kilisesi hegemonyası oluşturmak! Katolik dünyası son zamanlarda ciddi oranda Alman siyasetinin izlerinden gidiyor. Bir ihtimal, bir sonraki Papa da Kuzey Amerika’dan çıkacak ve Amerika’nın İkinci Dünya Savaşı sonrasında eksik bıraktığı din ayağını sağlayacaktır. İdeolojilerin çatışmadığı dünyada, küresel karadul kendini din maskesine büründürmek suretiyle yeni bir dinsel ideoloji çıkarmıştır. Buna Başkan adayı Donald Trump’ın söylemleri, Fransa’da Le Pen’cilerin söylemleri, Almanya’da derin Alman Devletinin yaklaşımları, İngiltere’de ve Hollanda gibi AB ülkelerinde İslâm ve Müslüman karşıtı tavırlardan çıkarmak mümkündür.
Üzücü olan şudur ki, aslında tarihsel olarak Müslümanların Yahudilerle sıkıntıları olmamış, aksine onlara İslâm âlemi sığınak olmuştur, Endülüs ve Osmanlı Devletleri bunu açık örnekleridir. Ancak Balfur Deklarasyonu ardından başlayan gelişmeler ve İkinci Dünya Savaşı sonrasında, Filistin topraklarında kurulan İsrail Devleti, önce siyasi olarak Arapları, sonra ideolojik olarak tüm İslâm âlemini, hem de umarsızca karşısına almıştır.
Bu süreçte, aslında, Yahudiliğe kökten düşman olan Hıristiyanlığı, kendi yanına çekmeyi ve Müslümanların karşısına çıkarmayı başarmıştır. Hristiyan Siyonizm’i aslında Yahudi Siyonizm’inden daha güçlü ve tehlikeli boyutlarda, hem Hristiyanlığını tarihsel, geleneklerini dönüştürmüş hem de Hıristiyanlığı “Siyon” odaklı din haline getirmek için yeni İncil kadar İncil okumaları da geliştirmiştir. Bu süreçte Katolik Roma kilisesi de kendi tarihsel köklerini inkâr edercesine bu tarzı benimsemiştir. İşte Rusya’nın, Ayasofya’ya “talip” olmasındaki anlamsız, imkânsız hedef de budur.
Protestanlığı aslen temsil eden Anglo-Sakson yapı, temelde AB kökenli Katoliklik ve Rusya’nın arkasına almaya çalıştığı ve Ortodoks dünya ki, o da kendi içinde Ermeni ve Yunan Ortodoks geleneklerle ayrıca iki ayrışmış vaziyette olsa da Rusya eski arka bahçelerini yeniden kazanmada etken olabilirdi. Dahası Rusya, aklını kullansa, eski etki alanlarında Müslüman Türk nüfuslarla çok şey yapabilirdi, Türkiye’ye tavırlarındaki husumet yerine akılcı komşulukla Türkiye’nin kredisini Orta Asya’da ve Ortadoğu’da kendi lehine değerlendirebilir ve sonuçta “kazan-kazan” projesi ortaya çıkabilirdi. Olmadı, olacağını da artık sanmıyorum.
Dahası, Rusya o konuda da çok gecikmiş durumda ve ekonomik olduğu kadar, siyasi olarak da çöküş hezeyanlarını, iç siyasete oynamak suretiyle Putin ikonuyla bastırmak amacındadır. Rusya, suni solunumda bir ülkedir. Ve Avrupa ülkesi de değildir. Eğer Avrupa bir değer ifade ediyorsa tabii! Ve oturmuş geleneklere uymayan bir mantıkla son dönemdeki icraatları, sadece Türkiye’yi ve Türkiye’ye sempati duyan ülkeleri değil, NATO’yu da karşısına almakla, Rus siyaseti bir Kaddafi, bir Saddam Hüseyin örneğiyle, eski çarlık teamüllerini canlandırma çabasında ve aslında Rusya Federasyonunu da tehlikeye atmıştır.