Independent gazetesinin Orta Doğu muhabiri Robert Fisk, geçtiğimiz günlerde yaşanan Paris saldırısını değerlendirdi.
Geçtiğimiz hafta Fransa’yı kana bulayan Paris saldırılarının failleri bilindiği anlamı ile Müslüman değil.
Örneğin, katliamın “fikir babası” olan Abdelhamid Abaaoud, saldırının ardından Saint-Denis’te viskisini yudumlayıp esrar çekerken görüntülendi. Avrupa’nın ilk kadın canlı bombası ise “içki ve sigara içmesi ve çok sayıda erkek arkadaşı olması” ile ün yapmıştı. Olayların diğer failleri Salah ve İbrahim Abdesalam kardeşler ise bar sahibi ve işletmecisi olan hırsızlardı.
İslam dini tüm bu fiilleri açık bir biçimde yasaklayan bir dindir. Ancak bu yasağın saldırganlarının işledikleri fiilleri İslami olarak adlandırmakta ne kadar etkili olacağı ise tartışmaya açık.
Hükümetimizin hali hazırdaki radikalleşme karşıtı stratejisi tamamen “taşıma bandı teorisi” ön kabulüne dayanıyor. Bu teoriye göre bir Müslüman inançlarında ne kadar muhafazakar olursa o kadar köktenci olur ve sonunda da radikalleşir. Ardından da terörizme adım atar. Özet olarak “şiddet yanlısı olmayan aşırılıkçılık”tan “şiddet yanlısı aşırılıkçılığa” giden doğrusal ve durdurulamaz bir ilerlemeden bahsedilir.
Bu indirgemeci ve bağlamından koparılmış formülasyon hem akademisyenler hem de sivil toplum tarafından ağır bir biçimde eleştirilmekte.
Uygulamada ise bu durum hükümet ve polisin potansiyel terör tehditlerini, kişinin hangi“muhafazakar” değerleri üzerinde bulundurduğuna bakarak analiz etmesi demek olacak.
Paris ve ayrıca Sidney, Boston ve Londra saldırganları bu tür bir yaklaşımın hem ters etki yarattığını hem de ölçüsüz bir ön kabul olduğunu kanıtlamıştır.
Hatta İngiliz İstihbarat birimi MI5, terörist faaliyetlerde yer alanların “bağnaz dindar olmaktan uzak” olduklarını belirtmişti. MI5 ayrıca “sağlam temellere oturtulmuş bir dini kimlik sahibi olmak, şiddet yanlısı radikalleşmeden korumaktadır” açıklamasında bulunmuştu.
Radikalleşmenin akademik bir konu olarak ele alınma zamanı geldi. Konu hakkında metinleştirilecek tartışmalar yapılmalı. Konu ile ilgili olan tüm etkenler değerlendirimeli ve aşırılıkçılığa nelerin sebep olduğu ele alınmalı. Hiç bir şey siyasi nefrete konu yapılmamalı.
TIMETÜRK