Bir şeyler hissediyorsunuz. Yeni başlamadı. Ne zaman başladığını hatırlamaya çalışıyorsunuz. Bulamıyorsunuz.Uzun zamandır hatırlamaya çalıştığınız halde hatırlayamıyorsunuz. Bazen içinizdeki hissin yakınlarınız öncelikli olmak üzere başkaları tarafından bilinmesi gerektiğini düşünüyorsunuz. Bilmezlerse bir şeyler olacağını ve zarar göreceğinizi düşünüyorsunuz. Paylaşıyorsunuz. Üzülüyorsunuz. Üzmemek için direniyorsunuz.
Sırlarınız var. Bu sırlar aşikar aslında. Belkide belli merkezlerden fısıldanarak yayılıyor.Sır değil aslında bilgi yumakları. Siz seslere dikkat ediyorsunuz.
Bir sırrı çözüyorsunuz başka bir sır doğuyor. Sırlar içinde sırlar doğuyor. Sırları saklamıyorsunuz. Sır mı değil mi onuda bilmiyorsunuz.
Sonra sırlar doğuyor ve insanlar zarar görüyor.
-Selefilik yayılıyor acil tedbir alınmalı,
-Ortadoğuyu boşaltıyorlar,
-Doğuda bir Ermeni Devleti kurulacak, Kürdistan bunun ilk adımı,
-Euro tedavülden kalkacak dolar yerini Ameron alacak,
-Avrupa ırkçılık saplantısına tutulacak,
-Çin nükleer savaşı başlatacak ülke olacak diyorsunuz.
Sırlar sır değil. Siz biraz önceden hissediyorsunuz. Fısıltıları duyuyorsunuz. Paylaşıyorsunuz. Üzülüyorsunuz.
Çare? Hamdetmekte.
Çünkü doğmak demek ölmek demek. Sırların bir önemi yok.