Daha 4 sene var diye rehavete kapılmamak lâzım. 2019’da hem Cumhurbaşkanlığı, hem Milletvekili ve hem de Belediye seçimleri var.
AK Parti tek başına iktidar oldu, inşallah istikrar bekliyoruz. Güzel günler bekliyoruz fakat düşmanın uyumayacağını da hatırlatmak vazifemiz.
Düşman kelimesi çok ağır gelebilir belki ama; düşman derken diğer muhalefet partilerini kastetmediğim açıktır herhalde. Partiler birbirinin rakibi olur ancak. Biri gider diğeri gelir. Önemli olan millî olması.
Peki kimdir düşman?
Meselâ?
– Sahiplerinin vefalı uşağı PKK’dır,
– Uluslararası joker taşeron örgüt IŞİD(DAEŞ)tir,
– Şer güçlerin hepsine gönüllü hizmet eden, bin bir suratlı örgüt paraleldir,
– Dünyanın en büyük havalimanını asla istemeyen Almanya’dır,
– Dünyanın başını her daim ağrıtmaktan hiç çekinmeyen İsrail’dir,
– Ortadoğu’da liderliği Türkiye’ye bırakmayı asla kabullenmeyecek olan, hiçbir zaman İslâm devletlerinin yanında yer almayan İran’dır,
– Osmanlı’yı da yıkan bir numaralı fail İngiltere’dir,
– Daha uzun süre bölgeye ve en çok bize belâ olacağı belli olan Suriye’dir,
– Menfaatleri icabı anında dönecek Rusya’dır, Çin’dir, ABD’dir…
– İstikrarın i’sini gördü, dolar hemen düştü, fakat ekonomi her zaman en nazlı konu olacaktır.
Kredi derecelendirme kuruluşları, para babaları, faiz baronları boş durmaz.
– Terör işbirlikçileri, silah ağaları boş durmaz,
PKK’yı, IŞİD’i bitirsek bile yeni örgüt kurarlar.
DHKP-C’yi canlandırırlar.
Nasıl olsa aşırı sol örgütlerin en çok destekçi bulduğu ülke burası.
– Ve medya. Tâbii ki medya. Her zaman medya.
En büyük silâh, psikolojik silâh medya.
Bütün kara propagandanın, şer odaklarının, casusluk faaliyetlerinin, her türlü fitnenin merkezi, algı yönetiminin, milleti kandırmanın ve hatta dünyayı kandırmanın, yanlış yönlendirmenin, ortalığı bulandırmanın en kestirme yolu olan medya…
En başta külliyen kontrolsüz sosyal medya.
Eğer medya önümüzdeki 4 senede de böyle kontrolsüz, pervasız, yalan ve iftira dolu olacaksa, medya yoluyla casusluk, kargaşa engellenemeyecekse 2019 seçimlerini bırakın sağlıklı yapmayı; göremeyiz, konuşamayız bile.
Önce fitne kaynaklarını kurutması ve medya savaşlarında devlet olarak bizzat yer alması ön şartıyla, kesin şartıyla AK Parti’ye tavsiyem;
– Tarım ve teknolojiye bütün ağırlığını vermesidir.
– 3. T, yani turizm, zaten peşinden gelir.
– Sosyal refah için ise, kadınların mümkün olduğunca evden çalışması ve sağlıklı nesiller yetiştirmesi fikrini şiddetle savunuyorum.
Kadın istihdamından çok, “her evden en az 1 erkek çalışan” fikri uzun vadede yıkılmaz bir aile ve toplum yapısı demek. Ve tabii yıkılmaz güçlü bir Türkiye.
Zaten hepimizin hayali bu değil mi?